Fenerbahçe ne yapmalı?Hiç düşünmeden verilecek yanıt bellidir:Özellikle orta alana ve forvete takviye!..Transfer yapmak, tek çözüm olarak görülürse, yanıtı da yadırgamamak gerekir. Oysa çok/ iyi transfer yapmak, yetmez. Transferlerden verim almak, var olan futbolcuları da verimli kullanmak gerekir. Yenilerin/ eskilerin daha ne yapacağı belli olmadan, bir iki maça bakarak, ligin sonu gelmiş gibi hüküm vermek, doğru mudur?Şimdilerde herkes, Fenerbahçe’yi sever, düşünür oldu!Durmadan transfer yapılması yönünde telkinler yapılıyor, alınanların sanki gereksiz/ yetersiz olduğundan dem vuruluyor.Transfer de transfer!...Fenerbahçe, elindeki futbolculardan nasıl yararlanacak?Bir iki maç yitirmek, ligin sonu demek değil. Süper Lig’de ilk maçlardaki “tökezlemeler”, bütün takımlar için, olağan karşılanmalı. İlk aşamada, Spartak Moskova ile yapılacak maçları kazasız belasız atlatmak gerekiyor. Bütün dikkatler, o iki maça çevrilmeli, önlem ona göre alınmalı.Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’nde gruplara kalması, öncelikli olmalı. Elazığ maçı, bir “prova” diye düşülümeli.*****Fenerbahçe’yi bekleyen asıl  büyük tehlike, takım içinde yaratılacak kargaşadır. Bu kargaşa, özellikle Aykut Kocaman ile Alex üzerinden yürütüleceğe benziyor. Geçen yıl, kargaşanın içinde Emre vardı. Emre gitti, ama Fenerbahçe’ye yönelik yıpratma/lar da bitmedi.Fenerbahçe’yle ilgili, maçlar öncesi piyasaya sürülen haberler, girişimler eskiden dikkat çekici değil miydi?Ya şimdi, bundan sonra?Süper Kupa öncesi, “Şike Davası”nın gerekçeli kararı açıklandı. Elazığ maçı öncesi, UEFA Disiplin Kurulu’nun Fenerbahçe için toplanacağı haberi uçuruldu. Şampiyonlar Ligi’nden bugün yarın “men” edileceği kuşkusunu sürekli gündemde tutarak, Fenerbahçe’de bir tedirginlik yaratılmak isteniyor. Bu tedirginlikten başta futbolcular etkilenecektir. Gelecek bir yenilgi, ister istemez olumsuzluklara yol açacaktır. Hele, taraftar da etkilenirse... Çünkü geçen sezon hoşgörülü olan taraftar kesimi de, bu sezon “bahane”ye yer olmasın istiyor.Taraftar, başarı bekliyor.*****Fenerbahçe, ileri çıkmakta zorlanıyor, savunmada bocalıyor. Kaleciye kadar uzanan geri paslar, çoğu kez tehlike yaratıyor, topu kenarlara taşıyan savunma oyuncuları zorlanıyor. Ayrıca dönen toplar, rakibe gidince, tehlike çanları çalıyor. Alex’in zaman zaman savunmaya yardım ediyor görüntüsü, ileriye gidememenin sıkıntısını gösteriyor.Orta alanı parselleyen/ hallaç pamuğu gibi atan, akınları yönlendiren, rakibi yıpratan oyuncu/lar yok.Fenerbahçe’nin yeni aldığı, ilk onbirde yer vereceği futbolcuların (Egemen, Krasic, Mehmet Topal, Kuyt, Hasan Ali) ne yapacakları daha belli değil. İsteniyordu ki, yeni gelenler de, eskiler de, bütün maçlarda tozu dumana katsın! Orta alanı teslim alanlar (Cristian-Mehmet Topal, Cristian-Selçuk, Crsitian-Mehmet Topuz,...) her maçta diri kalsın. Bunların cezalı, hasta, eski gücünde olmayacakları hiç düşünülmüyor.Taraflı/ tarafsız herkes, bir yanından yakalayıp ver yansın ediyor.Aziz Yıldırım üzerinden vuruşlar, anlaşılan, özellikle Aykut Kocaman üzerinden yürütülecek.Tutarsa....*****Fenerbahçe’de, oynanan maçlara bakıldığında, “eksik”ler olduğu gözüküyor.Bütün takımlarda taşlar yerine oturmuş, yeterli transferler yapılmış da, Fenerbahçe’de işler kötü gidiyor gibi bir algı yaratılmak isteniyor.Daha işin başında olduğu niye göz ardı edilir ki?Hazırlık maçlarında, ilk resmi maçlarda tozu dumana katan takımların çöküşü hiç olmadı mı?Kötü başlamak, işlerin kötü gideceğini; iyi başlamak, işlerin iyi gideceğini gösterir mi?Gösterirse...Takımlarımız/ futbolcularımız, Tanzimat’ın ünlü şairi/ romancısı Namık Kemal’in “tek yönlü” kahramanları gibi olur:İyiler, olduğundan iyi; kötüler, olduğundan kötü!...

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutc@ttmail.com