Top
Turgut Çelik

Turgut Çelik

turgutc@ttmail.com

07/06/2017

Trabzonspor hakkında ne düşünüyorsunuz?

Nasıl anlarsan ona göredir söyleyeceklerin.Bazen söyleyen eksik söyler, bazen de anlayan eksik anlar. Her iki durumda da, bir soruysa söylenen, gelecek karşılık, bambaşka olur.  Sözgelimi, biri kalkıp da size, bizim başlık olan soru cümlesini sorsa, siz de “Trabzonspor”u “Trabzon” diye anlasanız ya da soran, “spor”u yutmuş olsa, yanıt, bekleyenin beklediği olmaz.İş, nereye/ neye uzar, hem bilinir hem bilinmez!.Başlasak mı başlamasak mı?Trabzonspor hakkında ne düşünüyorsunuz?Trabzon adını, 1960 öncesine gidiyorum, rahmetli babamın arkadaşlarıyla gittiği gezilerden bilirim. Yolların yol olmadığı, ulaşım araçlarının kıt ve yetersiz olduğu o yıllarda,  gidenler, önce Kop Dağı Geçidi’ni bir anlatırlardı ki… Görmeyen bizler için anlatılan o yol, ne ürkütücüydü. Bunu Rize’ye gidenlerin, Ovit Dağı Geçidi’yle ilgili anlattıklarıyla karşılaştırırdık.Trabzonspor hakkında ne düşünüyorsunuz, dedim.1989'un yazında çocukları aldık, doğup büyüdüğüm yerleri, 29 yıl sonra eşime ve çocuklarıma göstermek için düştük yollara. Bu yolculuk sırasında, 1960 öncesi yıllarda adını duyduğum Trabzon’a da uğradık.Trabzon’da ilgimi çeken durumlar oldu:33 plakayı gören sürücülerin, yollarda/ kavşaklarda yol vermeleri bir hoşuma gidiyordu ki, sormayın. Ayrıca, dükkânların önünü özene bezene temizleyen esnafa hayran olmuştum. Arabamda çıkan bir sorun için bulduğum bir serviste, işler yoğun olmasına karşın, durumu anlatınca, mesleğimi de söyleyince, saygı görmüş, “Hemen hocam” diyerek işim hemen halledilmişti.Trabzonspor dedim, Trabzonspor…Trabzon’da esnafa duyduğum hayranlığın bir başkasını Bursa’da yaşadım, o yaz.  İşyerleriyle dolu, işlek bir kavşağın yanında parkta çocuklar eğlenirken yiyecek bir şeyler istediler. En yakın yere, bir büfeye gittim. İsteklerimi tek tek söyledim, tek tek aldım. Sonraki söylediklerim orada olmayınca, satıcı, “İstediklerinizin hepsini”, bir pastaneyi işaret ederek,”orada bulursunuz, oradan alın.” dedi.“Olmaz” dedim, “Olanları alıyorum.”Bursa da nereden çıktı; Trabzonspor diyorum, Trabzonspor…Trabzon’dan önce yolumuz, Rize’ye düştü. Çünkü memleketten, İspir’den çıkınca yola, yolumuz, Rize’den geçecekti.Rize de, çocukluk yıllarımızı renklendirirdi. Yazın, Rize’den gelen sığır sürüleri, bizim oralardan geçer, bilmediğimiz yerlere giderdi. Özellikle kadınların allı güllü giysileri ilgimizi çekerdi. Ellerde ya açılmış ya da açılmamış şemsiyeler… Ayrıca, bizim İspir’in meyvesini Rize’nin yediği söylenirdi. O bakımdan, Rize’yi görmek gerekiyordu, oraya giderken Ovit Dağı Geçidi’ni de….Temmuz ayı olmasına karşın, Ovit Geçidi’nde yol kenarlarında adına “kürtün” denen kar yığınları vardı. Güneşli bir hava; ama arabadan inince, kulakları çınlatan bir soğuk…Önce Bursa, sonra Rize, ben Trabzonspor diyorum, Trabzonspor…Siz “spor”u yutunca, ben de …“Spor”dan, hele futboldan hiç anlamam!. Atletizmden anlarım; çünkü Ankara Kurtuluş Lisesi’nde okuduğum yıllarda atletizmle uğraştım bir süre…Futbolu bana değil, Trabzonsporlu, Bursasporlu, Rizesporlu’ya sormalısınız.  Futboldan anlamam, ama ne dendiğinden çok, aslında ne denmek istendiğini ya da nelerin gizlendiğini çok iyi anlarım. Bakmayın, “Trabzonspor”u  “Trabzon” diye anladığıma; o anlamaya uygun olarak çağrışımlarla geçmişe/ anılara döndüğüme...Demek bize “hikâye” anlatınız; ama hiç değilse, Trabzon gezisi izlenimleriniz bizi de memnun etti.*****Sona doğru…Vedat Günyol, bir denemesinde dostlarının, “Son yıllarda az kitap yazıyorsunuz” demeleri üzerine der ki: “Az kitap okuyorum.”Yani?Yazmayı bir uğraş gören okumadan uzaklaşmayacak, yazmaya heveslenen, önce okuyacak. Her okumayla gelen esinlenme, çağrışımlar, yazmanın yolunu açar; gerisi zaten kendiliğinden gelir.Sonra?Son söz:Selim İleri’nin, son kitabı/ romanı “Sona Ermek”i okurken, anlatım tekniğinden esinlenince, bu yazı doğdu; böylece, bizim yazı, başlık dışında “futbol” dışında bir yazı oldu. 

https://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp