“Eriyen bir kar gibi ol, yıka kendini kendinden” der Mevlana.

İçinden geçtiğimiz soğuk ve kar beklenen şu günlerde biliyorum ki hepimiz kendimiz ile baş başa kaldık. Ve bu kendimizle kalma sürecinde seçimler çıkıyor karşımıza. Bazılarımız, içimizi yakan ateşten kaçışlar arıyoruz; etrafa sarıyoruz, kabahati dışarlarda arıyoruz, şikâyet ediyoruz... Bazılarımız, içimizi yakan ateşin sönmesi için şifacıların bağımlısı olmuş durumdayız, taşıma su ile kalıcı çözümler arıyoruz. Bazılarımız ise kendi ateşimizle kendimizi yakmayı tercih ediyoruz, kendi ateşimizle eriyen kar gibi olup, kendimizi yıkayıp sonra yeniden doğmayı, böylelikle kendimizi şifalandırıp kendi hikâyemizi yaratma şansını kendimize veriyoruz.

Elif Şafak’ın dediği gibi, “Hava soğuyunca değil, yüreği soğuyunca başlarmış insanın kışı...” Bu iç yangınlarımız ve evlerimize kapandığımız soğuk havalar aslında bize yeniden doğma, kendimizden kendimizi doğurma sansı veriyor.

Kalbimizde yanmayı bekleyen bir mum var. İçimizde dolmayı bekleyen boşluklar var. Hissediyor musunuz?

Şikâyet etmek. Kendimize acımak. Kafamızın içinde sürekli olan olaylarla kavga etmek.

Onun, bunun farklı olmasını beklemek. Elâlem ne derse takılmak ya da yol yordam göstermek. Onu, bunu kıskanmak, çekiştirmek. Diğeriyle yarışmak, kendimizi beğendirmeye çabalamak. Sürekli özür dilemek. Terk edilmekten korkmak. Sevmediğimiz işe gitmek, sevmediğimiz insanlarla olmak. Ayıp olur diye istemediklerimizi yapmak yerine endişe etmeyi bırakıp, hatta düşünmeyi dahi bırakıp, daha çok hissetmeye geçebilir ve hemen şimdi bugün işe koyulabiliriz.

Varsa, gittiğiniz eğitimlerin verdiği pratiklere artık bir zahmet başlayabilirsiniz.

Kitaplık raflarında ve bolca Instagram’da gördüğünüz kişisel gelişim kitaplarından birini okumaya başlayabilirsiniz. Okumaya zamanınız yoksa trafikte sesli kitap/podcast dinlemeniz de mümkün. Meditasyon öğrenerek, kar kış demeden doğada vakit geçirerek, daha az televizyon izleyerek, içi boş dizileri izlemeyi artık kendinize yakıştırmayarak, felaket haberlerini dibine kadar okumayarak, size kendinizi yetersiz hissettiren, kendini sizden üstün gören her insan ve sistemden uzaklaşarak, takip ettiğiniz ne idüğü belirsiz ‘influencer’ları takibi bırakarak, gerçekten insanlığa hizmet eden öğretmenlerle, sözde şifacıları birbirinden ayırarak... şimdi bugün işe koyulabiliriz.

Yediğiniz, seyrettiğiniz, okuduğunuz, takip ettiğiniz hatta düşündüğünüz şey bile kendinize saygıdır. Kitaplardan, eğitimlerden, öğretmenlerinizden aldığınız ilhamı hayata geçirmek, süreklilik ve kendine dürüstlük gerektirir. Hobi olarak tüm kitapları okuyabilirsiniz ve eğitimlere katılabilirsiniz. Ancak kapağını kapattığınızda, o eğitim süreci bittiğinde tüm bilgiler orada kalır. Sizin şu durumunuzu şifalandıralım diyenlere de çok rağbet etmeyin; eğer gerçek bir şifacı iseler ancak yolu size arayabilirler. O yolda yürümek sizin kendi görevinizdir. Önce siz kendiniz, kendiniz için kendinizle çalışmadıkça, kimse sizdeki hiçbir şeyi değiştiremez.

Mevlana’nın sözünde dediği gibi, Eriyen Bir Kar Gibi Olun ve Kendinizi Kendinizle Yıkayın.

Daha fazlası için de Mevlana’dan hayatlarımıza ışık tutacak 25 dersi paylaşıyorum.

1- Kendini küçük görmeyi bırak. Sen yürüyen evrensin.

2- Yapman gereken şey, senin için anlamlı olan bir hayat sürmektir, başkalarına değil.

3- Kendine dair umutlarından asla vazgeçme.

4- Cehalet hapishanedir.

5- Dışarıdaki zenginlikler, içindeki zenginliklerle kıyas bile edilemez.

6- Olduğun kişiyi bırakabilirsen, asıl varlığına uyanırsın.

7- Dünyadaki herkesten daha iyi yaptığın bir şey mutlaka vardır.

8- Merdivenin tümünü görmek zorunda değilsin, sadece ilk adımı at.

9- Bir işi yaparken onu tüm kalbinle yap.

10- İyi şeyler son bulur, böylece daha iyi şeylere yer açılır.

11- Yaraların, ışığın içeri girdiği yerdir.

12- Sevdiğin işi yap ve onu sevgiyle yap.

13- Daha az düşün, daha çok hisset.

14- Sevgi için her şeye değer.

15- Hayatındaki iyiye ve kötüye-her şeye eşit şekilde şükret.

16- Kendini değiştir, dünya kendiliğinden değişir.

17- Bizler sevgiden yapıldık ve sevmek için yaratıldık.

18- Ruhun bu dünyadan değildir ama bedenin bu dünyadandır.

19- Ruh mertebesinde hepimiz biriz.

20- Ruhunuz her şeyden daha kıymetlidir.

21- Eşini bilgece seç.

22- Gerçek sevgi, madde dünyasını dönüştürür. Bedenleriniz ayrı kalsa bile ruhlarınız her daim birliktedir.

23- Kelimelerinin gücünü yükselt, sesini değil.

24- Sessizlik, Yaradan’ın sesidir.

25- Hayatta olmak yaşamak demek değildir.

                                      Mevlana