Top
Servet Yıldırım

Servet Yıldırım

servet.yildirim@milliyet.com.tr

28/11/2023

Futbolcuları kim dolandırdı?

SERVET YILDIRIM - Söz konusu olan para ve yatırım olduğunda mantıklı olmayan durumlarla ve rasyonel olmayan davranışlarla karşılaşabiliyoruz. Ülke olarak bugünlerde, yüksek getiri vaadine aldanıp milyonlarca dolarını bir banka şube müdürüne elden teslim eden ve karşılığında kayda değer bir belge almayan futbolcuların bunu neden yaptığını çözmeye çalışıyoruz.

“Bir banka şube müdürü bir grup futbolcuyu dolandırmıştır” denilip geçilecek bir olay değil bu. Dolandırılanların davranışlarını anlamamız ve açıklayabilmemiz çok kolay değil. Konu biraz bilişsel psikolojiden destek almamızı gerekiyor.

Ekonomi teorisi bireylerin rasyonel bir çerçevede hareket ettiğini ve tüm bilgilerin yatırım sürecine katıldığını varsayar. Etkin piyasa hipotezi ve rasyonel seçim teorisinden geliştirilen rasyonel oyuncu teorisine girersek futbolcuların davranışlarını kolay kolay anlayamayız. Acaba “bu durumlar işin fıtratında var” deyip geçmeli miyiz?

Biz tasarruf sahiplerinin, piyasa katılımcılarının rasyonel birer oyuncu olduğunu sanırız ama işin aslı öyle değil.

Bu konu bir ölçüde de davranışsal finansın alanına giriyor. Yani yaşananların kitapta yeri var. Yüksek getiri arayışındaki yatırımcılar bu tür saçmalıklara yönelebiliyor. 

Yüksek getiri arayanlar

ABD’de Bernard Madoff yıllık getirilerin tek hane olduğu bir ortamda yatırımcılarına çift haneli getiri sunduğu için binlerce yatırımcıyı kandırabildi. Ekonomide faizlerin yanlış seviyede belirlenmesi, uzun süreli negatif faiz uygulamaları tasarruf ve fon sahiplerini her zaman alternatif arayışına yöneltir.

Reel faizin uzun bir süre negatif olması ekonomideki tasarruf ve harcama tercihlerini değiştirir. Halkın tasarruf alışkanlığında döviz ve altının ağırlıklı yer tutması, gayrimenkul ve otomobil piyasasının cazip hale gelmesi, bazı varlıkların yastık altında tutulması gibi ekonominin potansiyelini aşağı çeken olumsuzlukların arkasındaki ana nedenlerden birisi reel faizlerin negatif olmasıdır. Negatif ya da aşırı baskılanmış faiz ortamında yüksek getiri arayanlar zaman zaman karşılarına çıkan dolandırıcıların ayağına dolanır.

Ama Madoff hikayesinde görüyoruz ki; ABD’deki duruma yol açan asıl faktör yanlış seviyede belirlenen faizler olduğu kadar denetleyici kurum olan SEC’in yaptığı yanlışlarmış.

Peki, SPK olmasaydı!

Bundan 40 yıl önce banker skandallarıyla tanışan Türkiye’de de Çiftlikbank ve Titan gibi Ponzi dolandırıcılık vakaları yaşandı ama sermaye piyasalarında çok uzun bir süredir büyük çaplı dolandırıcılıklar yaşanmadı. Oysa bu tür olaylara zemin yaratacak makroekonomik ve finansal ortam mevcuttu. Fakat özellikle 90’lı yıllarda sermaye piyasasında atılan bazı adımlar ve düzenlemeler büyük çaplı dolandırıcılıkların önüne geçti.

Sadece düzenlemeler değil o dönemlerde SPK yöneticileri, uzmanları ve denetçileri Türkiye sermaye piyasalarının Madoff benzeri bir garabetten uzak tutulmasında kilit roller oynadılar. Özellikle Ali İhsan Karacan’ın başkanlığı döneminde yaşanan olayları ve bunlara yol açan nedenlerle çok sert müdahale edildiğini ve önemli düzenlemelere imza atıldığını hatırlıyorum.

O dönemleri hatırlayanlar sadece SPK’nın doğrudan düzenlemeleri ve denetimleriyle değil, aynı zamanda Takasbank ve Merkezi Kayıt Kuruluşu gibi kurumlar aracılığıyla da sistemik risklerin büyük ölçüde giderildiğini de hatırlarlar. Aslında SPK’nın 80’lerde kuruluşundan itibaren yapılan reform niteliğindeki düzenlemeler dayanıklılığın artırılmasında büyük rol oynadı. Eğer bu çabalar ve emekler olmasaydı Türkiye ekonomisi çok ağır yaralar alacak skandallar yaşayabilirdi.

Madoff’un hikayesi daha sonra dizi haline getirildi: “Madoff: Wall Street Canavarı”. İmkânınız varsa izlemenizi öneririm. Dizi sadece Wall Street tarihinin değil dünyanın en büyük dolandırıcılıklarından birini; yatırım danışmanı Bernie Madoff’un yükselişini ve düşüşünü anlatıyor. Herkes için çıkarılacak çok ders var. Aynı şekilde ünlü bir teknik direktör, ünlü futbolcular ve ünlü menajerlerin de içinde yer aldığı yerli malı dolandırıcılık vakası da bizlere ders çıkarmak için oldukça iyi bir materyal sunuyor.

Dolandırıcıların şahı var: Bernard Madoff

Bu tür dolandırıcılıklar sadece bizde olmuyor. Charles Ponzi adında biri bundan 100 yıl önce posta pullarını kullanarak insanları arbitraj yoluyla kar ettiklerine inandırıp, paralarını toplamış ama ortada böyle bir kar olmadığı için sistem çökmüş. Tabii ki, herkes parasını kaybetmiş.

Futbolcuları kim dolandırdı

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp