Top
Servet Yıldırım

Servet Yıldırım

servet.yildirim@milliyet.com.tr

20/07/2018

Haftanın en kritik toplantısı

Önümüz-deki haftanın ekonomideki en önemli olayı 24 Temmuz’daki para politikası kurulu toplantısı. Aylık enflasyonun haziranda en kötümser beklentiden bile daha kötü çıkması ve Türk Lirası’nın değer kaybının sürmesi ile Merkez Bankası’nın nasıl bir adım atacağı ayrı bir önem kazandı. Daha da önemlisi bu toplantı yeni Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemindeki ilk PPK toplantısı olacak.

Merkez Bankası’nın geçen ayki güçlü faiz artırımından sonra yeni bir artışa gerek olmadığını düşünenler de var, en az bir puanlık artış öngörüsünde bulunanlar da. Özellikle yabancı banka raporlarına faiz artırım beklentisi girmeye başladı. Bu beklentilerin arkasında birkaç neden var.

 - Enflasyonun hem tüketici, hem de üretici fiyatlarıyla yıl başında akla hayale gelmeyecek seviyelere yükselmesi.

- Enflasyondaki ana eğilimi gösteren çekirdek enflasyon göstergelerinin ulaştığı yüksek seviyeler.

 - Enflasyon beklentilerinin hızla bozulması, TCMB anketlerinde beklentinin yıl sonu için yüzde 13.38’e yükselmesi.

 - Kurlardan enflasyona geçişkenliğin yüksek olduğu bir ortamda TL’deki zayıflığın devam etmesi.

İşte bu gelişmeler Merkez Bankası’nı salı günkü toplantıda faiz artırmak zorunda bırakabilir. Ekonominin içinde bulunduğu durum ve enflasyon beklentilerindeki bozulma para otoritesine politika uygulamasında çok fazla esneklik bırakmıyor. 

Salı günkü toplantı yeni dönemin ilk toplantısı olacak. Önceki dönemde Merkez Bankası açısından çok rahat bir dönem olduğu söylenemez. Banka farklı kesimlerden faiz baskıları ile sıkça karşılaşmış; hükümetten ve Cumhur-başkanı’ndan gelen sert faiz eleştirilerini göğüslemek durumunda kalmıştı. 

Bu tip gelişmeler Merkez Bankası’nın faiz artırım kararını alırken ne kadar rahat ve bağımsız davranabildiği konusunda şüphe yaratmıştı. Yeni döneme dair ilk ipucu 24 Temmuz PPK toplantısında alınacak.

Ateşten gömlek

Merkez bankacılığı zor iştir. Kimseye yaranamazsınız; yaranmak diye bir derdiniz de olmamalıdır. Merkez Bankası başkanlığı görevine getirilmenizde ana rol oynayan liderlerden gelen ağır eleştirileri göğüslemek zorunda kalabilirsiniz. 

Bunun son örneğini bu hafta Fed Başkanı Powell yaşadı. Powell’ı göreve getiren Başkan Trump, “Ekonomide ne zaman bir çıkış olsa faizleri tekrar artırmak istiyorlar. Bundan memnun değilim... Ekonomide bu kadar çok  çalıştıktan sonra faizlerin yükselmesi hoşuma gitmiyor” diyerek Fed’e karşı bir eleştiri dalgası başlattı. 

Dalga diyoruz çünkü tanıdığımız Trump bu eleştirilerin devamını getirecektir. Çünkü faiz karşıtı söylemlerin seçmende her zaman karşılığı olmuştur. Kaldı ki seçmen dışında Trump’ın bir diğer endişesi daha var; o da Çin. Ticaret açıkları verdikleri Çin’in parasında düşüşler yaşanırken faiz artırımlarının da etkisiyle ABD dolarının değeri artıyor. Dünyada Çin malları ucuzlarken Made in USA pahalılaşıyor. O nedenle Trump’tan Fed eleştirisi duymaya devam edeceğiz.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp