Yılbaşında ne yapıyorsun? Bu soruyu eskisi kadar heyecan ve merakla sormuyoruz. Sanırım bu yıl kutlama hevesimiz pek yok. Adım attığımız son yıllar bize umduklarımızı vermediğinden olsa gerek…

Yazıya bu şekilde başlamıştım. Yıl içinde hayatımdaki değişiklikleri ele almıştım. Sonra, tekrar üzerinden geçtim. Neden derseniz yazıyı yazarken olumsuz bir bakış açısıyla başlamışım, derken yılın getirdikleri ve götürdüklerine bakarken, en son mutlu bir bakış açısıyla bitirmişim. O zaman hemen negatif başlamaya gerek yok diyorum ve baştan alıyorum. Şimdi yeni halini okuyorsunuz.

Evet.

Bu yıla baktığımda hayatımda çok değişmiş. An gibi geçen bu yılda ofisimin yeri değişmiş, hayatıma güzel kızım Şira girmiş, Kültür Üniversitesi derslerimde kullanmak adına yazdığım “Benim Fikrim Benim Kararım” isimli kitabım çıkmış, yaklaşık iki yıl üzerinde çalıştığım romanım “Uyanış” çıkmış… Yıl bitmeden hemen önce Türk Eğitim Vakfı işbirliğiyle OKAB Burs Fonu oluşturmuşum (bilmeyenler için OKAB benim hukuk bürom). Yeni arkadaşlar, yeni işbirlikleri, projeler ve gönüllü çalışmalar. Az buz işler değil..

Yıl bitmeden avukat olarak bende anlatılası anı bırakabilecek işlerimi de sorguladım. Emsal ve hatta gazete haberi olabilecek bazı dosyalar aklıma geldi.

Türkiye’nin en büyük spor zincirlerinden birinin soyunma odasında yaşanan hırsızlıkların artmasına rağmen önlem alınmaması sebebiyle çalınan mallardan ve mesai kaybından spor salonunu sorumlu tutar bir karar elde ettik, mesela…

Bu senenin en ilginç davalarından biriyse uçağa binerken çantasını taşıma aracında unutan müvekkilimin davasıydı. Çantasındaki oldukça lüks marka bir saati çalınmıştı. Çalan kişi yakalandı ve suçunu itiraf etti. Etti etmesine de… Saati satıp, parasıyla Tanzanya’da su kuyusuna yardım etmiş, kredisini kapatmış ve kalan parayla askıda ekmek almış… Bu ekip olarak bizde bir şaşkınlık içeren tebessüme yol açtı. Nihayetinde müvekkilime zararını ödedi, davalarımızı kapadık. Ağzımızın tadını kaçırmak istemedik.

Avukat olarak yıllarca sürecek bir davadansa erken gelen barış teklifini her zaman değerlendirmekten yanayım bu arada.

Bu bahsettiklerim tabi ilgi çekici olan işlerimizdi… OKAB olarak hazırladığımız sözleşmelerin ve diğer projeleri anlatmak kendini övmek gibi olacağını düşünüyorum bu konuyu es geçiyorum.

Yıl hesabı vereceksem eğer “Uyanış” için yeterince zaman ayıramadım. Romanımın daha etki alanının büyük olacağını bilsem de bu konuda çalışma yapmadım. Hukukçularla, astrologlarla yeterince bir araya gelemedim. 2023 yılı bana bunun için zaman verecektir umarım.

2023’den diğer bir isteğim de, arkadaşlarımla, müvekkillerimle, ailemle ve kendimle daha fazla vakit geçirmek olacak. Hobilerimden güçleniyorum ve hobilerimi işimde kullanmayı çok seviyorum.

Yıl bitmeden bu hesabı yapmak iyi geldi. En azından niyet ve isteklerimi de fark etmiş oldum. Size de yapmanızı öneririm.

Yazımın başında düştüğüm bir not vardı. Biraz da ona değinmek istiyorum. Bu dönem herkesin hayatında bir belirsizlik var. Beklentiler ve sonuçların eşleşmemesi insanlarda rahatsızlık hissi yaratıyor. Bunu kolektif olarak yaşadığımızı düşünüyorum. Atlamamamız gerek bir detay var. Şu dönem dünyada genel olarak bir konforlu olma durumu yok.

Kimse rahat değil diye bunu kanıksayacak mıyız? Hayır, tabii ki. Burada, bize kendimizi konforsuz hissettiren durumla başa çıkma şeklimizin önemli olduğunu düşünüyorum. Herkesin kendince yöntemleri vardır. Ben mesela yazmayı seviyorum. Bazen de açık havada yürüyüş yapmayı, kedilerimle oynamayı… Ben bu sene konfor alanımdan çok çıktım. Çıktığımda zorlandım hepimiz gibi ama kendimi rahatlatacak şeyleri biliyordum. Sizin de kendince yönteminiz vardır, eminim.

Bu yazıyı bitirmeden önceki notum şu olacak: Ne yaşarsak yaşayalım, iyi veya kötü… Uzun vadede bize değer katan, yaşadıklarımıza nasıl anlam yükleyip, onlarla nasıl baş ettiğimiz…

Oğuz Kara

(kara@oguzkara.av.tr)oğ