MAÇ öncesi Bilicin Serdar yerine Necip tercihini görünce, Devşirme oyuncu olması sıkıntı yaratır mı? diye düşünmeden edemedim.
Çünkü karşısında Telles gibi süratli bir oyuncu vardı. Benzer şekilde Mancininin de Veysel hamlesi ilginç geldi. Top Beşiktaştayken savunmayı beşleyip, kendilerinde iken de kanatlardan atak yapmayı düşünmüş demek ki...
Galatasaray maça aşina olduğumuz iç saha hızıyla başlayamadı. Beşiktaş ilk 15 dakika iyi bastı. Ve en büyük silahının örneğini 16. dakikada Motta ile yakaladığı kontra atakta gösterdi. Maça sakin, istekli ve tempolu başlayan Beşiktaş; genlerine uygun kontra atak silahıyla oynadı. Uygun fırsatlar da yakaladı. Tek aksayan taraf Telles-Necip eşleşmesinde Tellesin sürati ile daha etkili olmasıydı.
KONTROLSÜZ GÜÇ!
İLK 30 dakikada eşleşmeler göze çarptı: Veli-Melo (ki sarı kart tehlikesi altında bir ikiliydi), Atiba-Selçuk ve Pedro-Drogba (ki özellikle yan toplarda cüsse farkıyla Drogba avantajlıydı). 30. dakikadan sonra geri dönen Galatasaray; 38. dakikada Danynin kontrolsüz güç güç değildir sözünü hatırlatan penaltı hareketi sonrası, Selçukun golüyle 1-0 öne geçti.
İkinci yarıda Beşiktaş bastırdı ama sonuca gidemedi. Özellikle Almeidanın 46. dakikada kaçırdığı pozisyon Beşiktaşlılara ah çektirdi. O golü yapması lazımdı! Bilicin yaptığı Olcay-Fernandes, Oğuzhan-Ömer Şişmanoğlu değişiklikleri doğruydu. Çift santrafora dönerek risk aldı. Ama kalan dakikalarda sonucu değiştiremedi.
BASİT HATA VE KAYIP
BEŞİKTAŞ sezon başından beri birçok travmatik şey yaşadı. Bütün yaşanan travmalara rağmen şampiyonluk yarışının içinde kalmayı başaran bir takım olarak, dün akşam en azından 1 puan almayı başarması gerekiyordu. Futbolcuların daha farklı bir motivasyonla çıkmaları ve çok basit bir hatadan gol yemeyerek bu kadar önemli bir virajdan en azından 1 puanla dönmeleri gerekirdi.
MAÇIN KAHRAMANI SEMİH
SONUCUNDA gol olması ve belki de camianın tepkisini alma riskini göze alarak Cüneyt Çakıra topun kendisinden çıktığını söylemesi derbinin önüne geçen, çok takdir ettiğim bir hareket oldu. Bu davranışından dolayı Semih kardeşimi can-ı gönülden tebrik ederim! Son bir not olarak Cüneyt Hoca bu maçı Meloyu atmadan nasıl bitirdi, tebrik ediyorum (!)