ADALET ve Kalkınma Partisi içindeki hukukçuları parti disiplini bağlıyor diyelim, fakat HSYKyı Adalet Bakanına bağlayan kanun teklifine alkış tutan hukuk profesörlerine ne demeli?
AKP içinde bile bir Hakkı Köylü çıktı, Teklifin anayasaya aykırı yönleri var diye konuştu.
Meclis albümüne baktım, Kastamonu Milletvekili Sayın Hakkı Köylü, savcılık ve başsavcılık yapmış, avukat olarak çalışmış...
Bilgisiyle ve vicdanıyla konuşuyor, hem de TBMM Adalet Komisyonunda.
Teklifte Anayasaya aykırı birçok düzenleme var.
En vahimi, HSYKnın müfettiş kadrosunun sıfırlanarak Adalet Bakanının seçeceği isimlerle doldurulacak olmasıdır!
Bunları görmezlikten gelerek teklife toptan alkış tutanlar arasında bazı hukukçuların da bulunması, çok hazindir.
BAKANA BAĞLI HSYK!
TV ekranlarında ve gazete sütunlarında tasarıya destek veren hukukçular var, bunların içinde hukuk profesörleri de var.
Yargıda Cemaat egemenliği olamaz diyorlar. Çok doğru...
Cemaat yargısal darbe yapmaya kalktı diyorlar; diyelim ki böyle görüyorlar.
Tedbir olarak göreve gelme yaşlarını yükseltelim mesela, tamam.
Fakat Adalet Bakanının HSYKda amir durumuna getirilmesini, hatta bakanın HSYK üyelerini bile değiştirebilmesini bu hukukçular nasıl içlerine sindiriyorlar?
Yargı bağımsızlığının odak noktası olan HSYK, yürütme organına bağlı bir umum müdürlük haline getiriliyor... Hukuk okumuş insanların, en azından, Teklifin şuraları Anayasaya aykırı, düzeltilsin demeleri gerekmez mi?
AHMET HAMSİCİ KİM?
HSYK Başkanvekili Sayın Ahmet Hamsici, iktidar yanlısı bir gazete tarafından HYSKda Cemaat imamı diye hedef gösterildi! Tipik bir totaliter propaganda örneğidir bu.
Ben hayatımda Sayın Hamsici ile iki defa karşılaştım. İkisi de HYSKnın düzenlediği uluslararası ve akademik nitelikte sempozyumlardı. Hamsici bilhassa yargının tarafsızlığı konusuna önem veriyordu.
Adalet camiasında da çok saygı duyulan bir isim olduğu için, 2010 yılında, yeni HSYKnın itibarına katkıda bulunsun diye Ahmet Hamsici başkanvekili yapılmıştı.
Şimdi imam ilan edildi! Yakında Siyonist falan da çıkarsa şaşırmayın!
Hamsicinin kendi adına bildiri yayınlaması, olsa olsa mesleki disiplin sorunudur. Fakat bildirisinde, bir hukukçunun feryadı halinde ortaya koyduğu Anayasaya aykırılıklar konusunda maalesef teklifi destekleyen hukukçulardan çıt çıkmıyor!
YÜRÜTME DENETİMİNDE YARGI
Savcının Adli Kolluk sıfatıyla verdiği emri polisin yerine getirmesini engellemek, CMK 161. maddeye göre cezai suçtur ve soruşturma açmak zorunludur. Kanun maddesi kâğıt üzerinde kalıyor, aynı hukukçulardan yine çıt çıkmıyor!
Başta elbette Zekeriya Öz olmak üzere HSYK, İstanbulda 8 savcı ve bir emniyet müdürü hakkında inceleme kararı almıştı, fakat Adalet Bakanı, iktidar çizgisine yakın gördüğü üç kişi hakkında inceleme izni vermedi! Diğer 6 savcı hakkında inceleme yapılacak! Aynı hukukçular bu nasıl tarafsızlık? diye sormuyor! Ve işte ağır bir erkler krizi yaşıyoruz.
Halbuki hükümet normal davransaydı.
Eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, bacanağının da konu edildiği İzmir soruşturması için Adalet elbette görevini yapacak diye konuşmuştu. Siyasi olgunluğa sahip bir devlet adamı böyle konuşur. İzmir soruşturması da normal seyrinde yürüyor.
2010 referandumu hakkında bugün Demokratik olsun dedik, hata ettik diye konuşan iktidarın yargıyı denetim altına almasına, o referandumu desteklemiş hukukçulardan bazılarının şimdi alkış tutması hakikaten hazindir.