Fukuşima kazasının yıldönümünün arifesinde Nükleer Karşıtı Platformun (NKP) davetlisi olarak bir grup gazeteci Sinoptaydık.
Malum, güzide hükümetimizin Sinopta Japonlarla ortak bir nükleer santral projesi var.
Biz bu sahayı gezdik, Akliman ve Hamsilos Tabiat Parklarına hayran kaldık.
Nükleer santral yapılırsa eğer, bu cennet yer sadece hatıralarımızda kalacak, 2 bin nüfuslu Abalı Köyü boşaltılacak, santral deniz suyunu ısıtacağı için 3 bine yakın lisanslı balıkçı ekmeğinden olacak, sadece burada yetişen 120 endemik bitki yok olacak, çoğu korunması gereken 150 kuş türünü arayıp da bulamayacağız.
Ama en çok balıkçılar tepkili. Haklılar da. Zira Sinop, balık üreme alanı olmasının yanı sıra balık göç yolları üzerinde yer alan bir kent. Türkiyede avlanan balığın yüzde 70i Karadenizden, Karadenizde avlanan balığın yüzde 25-30u Sinoptan. Sinopta avlanan balığın da yüzde 70i İnceburundan çıkıyor. 23 balık çeşidinden söz ediyoruz.
Santral yapılacak alandaki koruma statüleri yıllar içinde azaltıldı, yangın yolu yapımı bahanesiyle hiç de dar yangın yoluna benzemeyen onlarca metre genişliğinde hatlar açılıp ağaç kesimine başlandı.
Konuştuğumuz köylüler, karşılığında ev de verseler, para da, topraklarından vazgeçmek istemiyorlar.
Sinop Belediye Başkanı Cennetin ortasına cehennemi tesis edecekler diyor.
* * *
Nükleer santrallarde reaktörler denizden su çekip ekipmanı soğutup kaynar suyu denize geri veriyor. NKPnin şehir merkezinde düzenlediği, halkın salonu hıncahınç doldurduğu panelde konuşan Prof. Dr. Hayrettin Kılıç Californiadaki santralde denizden alınan su nedeniyle fok ve balıkların kitleler halinde öldüğünü anlattı.
Karadenizde balıklar larvalarını 20-30 metre derinlikte bırakıyor.
Kılıçın dediğine göre santralin çektiği 1 metreküp suya 1 larva dahi düşse -ki çok daha fazla olacak- tüm larvalar santralde haşlanacak.
Deniz hayatı tamamen bitecek. 10 yıl sonra Karadenizi tamamen etkileyecek.
Yine panelde, Elektrik Mühendisleri Odası Eski Başkanı Nedim Bülent Damar, nükleer enerjinin hükümetin durmadan tekrarladığı gibi ucuz, dışabağımlılığı azaltan, güvenli olmadığını söyledi.
Elektrik talebi yükselmiyor.
Damar, Enerji Bakanlığının 2023te elektrikte talebin yüzde 7-8 artacağını söylerken gerçekleri yansıtmadığına, talebin her yıl yüzde 5 arttığına, verilerin manipüle edildiğine vurgu yaptı.
Dışa bağımlılık azalacak söyleminin de yalan olduğuna değindi. Zira enerjide yüzde 74 oranında dışa bağımlıyız. Yapılacak bir nükleer santral dışa bağımlılığımızı yüzde 1,24 artıracak.
Ve defalarca yazdık ama bir daha tekrarlayalım.
Dünyanın en pahalı elektriğini satın alacağız.
Ucuz dediklerine bakmayın. Yalan.
* * *
Aklimanda denize nazır bir köşedeki ağacın dibinde birkaç mezar taşı var. Bunların vaktiyle buraya uğrayan denizcilere ait mezarlar olduğunu öğrendik.
Kentlerde beton ormanının ortasında sıkışıp kalmış mezarlıkları düşününce, insan bu denizcilerin mezarını bile kıskanıyor.
Ama işte bizim memlekette ağacın gölgesinde yatan ölüye bile huzur yok.
Cennet bir köşede sonsuza kadar yatacağınızı sanırsınız; çok geçmeden gelir mezarınızın üzerine nükleer santrali dikerler.