Top
Melis Alphan

Melis Alphan

melisalphan@hurriyet.com.tr

01/07/2017

Özgür düşünce yoksa evrensel bilim olur mu?

Akademik özgürlükten geçtim ama en azından kampusunda bilimsel özgürlüğün kol gezdiği üniversitelerimiz vardı.

2016-2017 dünya üniversiteler sıralamasında ülkemizden ilk 500’e giren üç üniversiteden biri olan Koç Üniversitesi’nin bunlardan biri olduğundan pek şüphe duymuyordum.

Ama yanılttı.

20-21 Temmuz’da Koç Üniversitesi’nde Türk Politik Ekonomi Topluluğu (TPES) Disiplinlerarası Atölye’nin 5’incisi gerçekleştirilecek. Yasemin Yılmaz ve Orçun Selçuk, bu atölyede sunum yapmak üzere başvurmuşlar, kabul edilmişlerdi. Ancak, Yılmaz ve Selçuk geçtiğimiz günlerde bir e-posta aldı. TPES’ten gelen bu e-postada, sunumlarının ‘politik hassasiyetler’ nedeniyle iptal edildiği yazılıydı.

‘Türkiye ve Latin Amerika’nın Karşılaştırmalı Perspektifi’ başlıklı atölyede Yılmaz, Venezuela ile Türkiye’de basın özgürlüğünü karşılaştırdığı yüksek lisans tezinden hareketle bir sunum yapacaktı; Selçuk ise Peru ile Türkiye’deki darbeleri ele alacaktı.

Karar TPES’in midir yoksa üniversitenin mi, bilinmez...

Ama ortada bir gerçek var: Bilime evrensel düzeyde katkıda bulunma iddiasındaki bir üniversitede, eleştirel bir sunum ‘siyaseten çok hassas’ denilerek iptal ediliyor.

Her şeyden çok düşüncenin mahkûm edildiği bir ülkede, basın özgürlüğü konulu bir sunum ‘Türkiye’deki sıra dışı koşulların akademik işlere getirdiği olası sonuçlar’ gerekçesiyle çalıştay programından çıkarılıyor.

Hem de tezin tamamı okunmadan, sadece özetinden yola çıkarak bu karar veriliyor.

Ve en son dün öğleden sonra, TPES yaptığı açıklamayla ‘bilimsel özgürlük’ diyerek çalıştayı iptal ediyor.

Gerçekten...

Hâlimiz hâl değil.

*

Üniversitelerde otosansür eşyanın tabiatına aykırı.

Üniversiteler, sadece sınıflarında demokrasi kuramının anlatıldığı değil, demokrasinin bizzat tecrübe edildiği yerler olmalı.

Üniversitelerde demokrasi ve ifade özgürlüğü olmazsa buralarda bilim nasıl üretilir, bilgi nasıl teknolojiye dönüşür, teknik nasıl bilimselleşir?

Eleştirel düşüncenin ‘politik hassasiyetlere’ kurban edildiği bir ortamda öğrenim gören gençler sabit fikirli, kafalarındaki kalıpların esiri, önyargılı ve sorgulamayan bireylere dönüşmezler mi? Bu halde bilime nasıl bir fayda sağlayabilir, bir tartışmadan yaratıcı fikirler üreterek nasıl çıkabilirler? 

Otosansür solunan kampuslarda demokrasinin değerlerine bağlı insanlar yetişebilir mi hiç? Elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin, bu mümkün mü?

Üniversitelerde esas konuşulması, tartışılması gereken özgürlükler değil midir? Düşünce hapsolduğunda kaybedilenler değil midir? Bir ülkenin refahına giden yolun bile demokrasiden, özgürlükten geçtiği değil midir?

Aklın ve bilimin rehberliğinde bu topluma katkıda bulunacak insanlar üniversitelerde değilse başka nerede yetişecek?

Üniversitelerde özgürce konuşamaz, sorgulayamaz, araştıramaz, fikirleri çarpıştıramazlarsa zararlı teoriler, hatalar nasıl elenecek?

Evrensel bilimsel bilgiyi kim, nasıl üretecek? Özgür düşünce yoksa, evrensel bilim olur mu?

*

Akademisyenlerin akademisyenleri susturduğu veya meslektaşlarının düşünce özgürlüğünü savunmadığı bir ülke özgür olamaz.

Yasemin Yılmaz’ın dediği gibi, “Türkiye’deki akademik durum şu an sıra dışı da olsa, bu durum kesinlikle otosansür ve üniversite kapılarının arkasında basit bir tartışma yürütemeyecek kadar korkak akademisyenlerle daha iyiye gitmeyecek.”

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp