Top
Melike Karakartal

Melike Karakartal

mkarakartal@hurriyet.com.tr

11/04/2017

Sosyal medya güvenli mi?


Teknolojinin ve medyanın en büyük probleminin suistimal olduğunu, bugün internetin de en büyük sorununun bu olduğunu ifade ediyordu.
Devrimsel özellikler taşıyan, toplumu oluşturan bireyleri internet öncesi yıllardakine benzemeyen bir biçimde birbirine bağlayan bir dünya kurduk kendimize.
İşte bu dünya, artık bugün herkesin güvenliğini tehdit eden, algı yönetmeye ve yönlendirmeye aracılık eden, yalan haberlerin kontrol edilemez hızda yayılmasına olanak veren bir ortam sunuyor.
Geçen iki yıl içinde Haque’ın teorisinin kendine yeni alanlar açtığını, suistimalden kaçınmanın neredeyse olanaksızlaştığını görüyoruz.
Sosyal medya, artık kullanıcıların bilinçli olarak kendi can güvenliklerini tehlikeye attıkları en büyük araçlardan biri.
Üstelik çoğu zaman bunun farkında bile değiller!
İnsanoğlunun sosyal bir varlık olmasından kaynaklanan bağ kurma arzusu bugün çocuklar dahil herkesi tehlikeli sulara sürükleyen bir kavram durumunda.
Yer bildirerek Instagram paylaşım-larında bulunanlar, Facebook’ta bulunduğu yere check-in yapanlar, Twitter’da herkese açık biçimde hayatını sergileyenler temel bir sosyal dürtüyü tatmin ederken, kendi hayatları açısından büyük bir güvenlik açığı yaratıyorlar.
Dijital ayak izleri bu kadar ortada olduğunda, sosyal medya platformlarının suçlu ve potansiyel suçlular tarafından izlenen ve “kolay yem” aranan bir mecra olduğunu söylemek mümkün.
Hani 20-25 yıl önceki cep telefonsuz dünyamızı hatırladığımızda “Nasıl yaşıyormuşuz o şekilde?” diye soruyoruz ya, yakın bir gelecekte bu sorunun tam tersini sorar hale geleceğiz.
İnsanların birbirini terörize ettiği, suçlulara özgürce at koşturma alanı yaratan, güvensiz bir gladyatör dövüş alanı artık sosyal medya.
İleride, yaptığımız paylaşımları ve yarattığı potansiyel tehlikeyi düşünerek “Nasıl bu kadar açıkça nerede olduğumu, nasıl yaşadığımı herkesle paylaşıyormuşum” diyeceğiz...

Ne yapmalı?

Peki ne yapabiliriz? Öncelikle 18 yaş altı çocuklarımızın sosyal medya arkadaşlık ilişkilerini ve paylaşımlarını kontrol altında tutmak önemli bir anahtar. Yetişkinler için de farklı değil esasında, sosyal medyayı, özel hayata dair görüntü ve notlar paylaşmak yerine buradaki alanını haber/hobi/özel zevkler olarak daraltarak ve asla yer bildirimi yapmayarak bu güvenlik açığına dair önlem almak mümkün.
Tabii günümüzün “paylaşmadan yaşamış sayılmayacağız neredeyse” halleri düşünüldüğünde, bu belki biraz güç bir değişiklik ve tam anlamıyla güvenlik sağlaması olanaksız fakat son derece gerekli.
İkinci suistimal, reklamlar konusunda yaşanıyor.
İçerik üretenler, internet üzerinden yayın yapan tüm platformlar için elzem bir konu reklam ama mecra genişledikçe suistimal alanı da genişliyor. 3 saniyede kapanmasını, ekranın köşesindeki sayaç aracılığıyla söyleyen bir reklamın, toplamda neredeyse 10 saniyede kapandığını görüyoruz, söz konusu sayacın 1 saniyesi, “normal” saniye değil zira. Sizin 3 saniyede kapanacağını sandığınız reklam, neredeyse 10 saniyede kapanıyor.
Mecralarının ömrüyle değil, kısa vadeli hesaplarla böyle reklamlara göz yuman platformlar, sosyal medya siteleri uzun vadede okuyucu kaybediyor. İnternette yapılan kısa vadeli, tık ve para kazanmaya yönelik böyle uyanıkça çözümler, kullanıcıları uzun vadede, onları suistimal etmeyecek platformlara yönlendiriyor veya tamamen dijital dünyadan uzaklaştırıyor.
Sosyal medyanın her gün daha fazla hayatımızı hakimiyeti altına alacağını düşünerek yaşıyoruz ancak belirtiler aksini gösteriyor. Hayatımızın detaylarını evimizdeki aile albümlerinden sadece dostlarımızla paylaştığımız, yaşantımıza dair herhangi bir ipucunu dahi herhangi bir sosyal medya mecrasında paylaşmayı düşünmeyeceğimiz günler çok da uzakta görünmüyor.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp