Top
Melike Karakartal

Melike Karakartal

mkarakartal@hurriyet.com.tr

27/06/2017

Ceza yoksa iyileşme de yok!


Biz silemeyeceğiz, ancak hukuk sistemimizde bu görüntüler nedense pek iz bırakamıyor.
İz bırakamadığı gibi, çıkan kararlar gericileri cesaretlendirecek yönde:
Bu tip saldırılarda bulunan kişilerin tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılması artık neredeyse “beklenen” bir olay haline geldi.
Gerçek suçluların, suçunu tekrarlama olasılığı yüksek adamların durmadan serbest kalmasını izliyoruz.
Adalet mercileri suç işleyen adamları ödüllendirirken, Türkiye’de yaşayan tüm kadınları hapsediyor aslında. Kadınların yaşam alanı daralırken tacizcinin alabildiğine açık... Tacizini ne zaman isterse yapar, keyfi nasıl buyurursa! İster bugün, ister yarın, ister otobüste, ister minibüste, nerede isterse!
Üstelik bir de haklı olduğunu düşünerek yapar bunu, kendi gerici dünya görüşüne uymayanların taciz edilmesini normal görür, ne de olsa hukuk sistemi sırtını sıvazlamış bir kere!
Hâl böyle olunca hepimiz çaresizlik hissi ve öfke içinde boğuluyoruz.
Taciz vakalarının en önemli caydırıcı faktörü ağır cezalar iken, sürekli serbest kalan saldırganlar, bir sonraki sefer de başlarına bir hâl gelmeyeceğinin güvencesi ile başka kadınları taciz etmeyi sürdürüyorlar...
Kendilerine saldıran, taciz eden kişilerden korunma yöntemi olarak kadınlara ne öneriyor peki sistem?
Sivil savunma teknikleri mi öğrenmesi gerekiyor kadınların?
Yanlarında sürekli biber gazı spreyi mi taşıması gerekiyor?
Durmadan etrafını kolaçan ederek mi yürümesi gerekiyor?
Eğitimden, işlenmiş suçun cezasından bahseden yok, “Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı” cümlesini artık hangi koşullarda duyacağımızı bile öngörebilir olduk!
Çözüm belliyken ceza vermemekteki bu ısrarı ve nedeni anlamak zor.
Saldırganlar serbest bırakılarak ödüllendirildikçe, bu olayların kesilmesi olanaksız.
Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakmak demek, “Önemli değil o kadar” mesajı vermek... Bu mesaj, saldırganlarda “Cezası olmadığına göre haklıyım” olarak yankılanıyor.
Son bir sene içinde kaç kez “tekme” olayı yaşadı kadınlar toplu taşıma araçlarında, düşünün.
Bu olaylar neden tekrarlanıyor?
Saldırganlar, hukuk sisteminden “Demek ki haklıyım” mesajı aldıkları için...
Yetkililere soralım. Soralım ve yanıt isteyelim.
Taciz ve saldırı alanındaki cezaları tanımlayan kanunların yeniden düzenlenmemesinin sebebi nedir?
Bir tane geçerli sebep söyleyebilirler mi mesela bu konuda?
Herkesin hakkının eşit olarak korunduğu, kadınların taciz korkusuyla yaşamadığı, herkesin kendi hayat tercihlerini özgürce kullandığı huzur dolu bir ortam yaratmanın koşulları belliyken...
Bu ısrar niyedir?

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp