Top
Mustafa Doğan

Mustafa Doğan

mdogan@htgazete.com.tr

29/06/2017

Çağlar Patır kazandığı parayı alabilecek mi?

 

Çağlar Patır’ı, Barış Kılıç’ın sunduğu yeni bilgi yarışması ‘19’ sayesinde tanıdık.

Serebral palsi (beyin felci) hastası Patır’ın bilgisine, yaşama sevincine, azmine hayran olmamak elde değil.

Hedefini, “Türkiye’de yaygın olan başarısız, aciz, muhtaç ve kaybeden engelli imajıyla mücadele etmek” olarak açıklayan ve kazandığı parayı bu amaçla bir merkez açarak değerlendireceğini belirten Patır, programın başından beri rakip tanımadı. Soyadına nazire yaparcasına rakiplerini patır patır eledi, her gün Türk televizyon tarihinin ödül rekorunu daha da geliştirdi.

Bayramın ilk günü Yavuz Bey’e yenildi ve 1 milyon 100 bin TL ile yarışmaya veda etti.

Çağlar resmen yarışmanın yüzü oldu. Ödül miktarı yükseldikçe izleyicilerin yarışmaya olan ilgisi de arttı.

Zaten format başarılı. Bugüne kadar sadece oyuncu olarak izlediğimiz Barış Kılıç’ın sunuculuk performansı da öyle.

Yani kâğıt üstünde her şey harika. Yapımcı, kanal, sunucu, yarışmacı, izleyici, kısacası herkes mutlu.

İşte başlıktaki soruyu bu büyü bozulmasın diye sordum.

Bol keseden ödül dağıtan yarışmalar beni endişelendiriyor.

Daha önce kazandığı ödülleri alamayan TV mağdurlarını çok gördük. Tabii onlar eskidendi. Yıl olmuş 2017, artık öyle şeyler yaşanmaz diye tahmin ediyorum. En azından öyle umuyorum.

Yarışmanın yapım şirketi Production House. Bu tarz büyük ödüllü yarışmalarda kanal genelde topa girmez. İmzalanan anlaşmayla ödül meselesini yapım şirketi üstlenir.

Tabii anlaşmanın içeriğine göre kanal da üstlenmiş olabilir ödülü. Orasını bilmiyorum.

Umarım Çağlar sonuna kadar hak ettiği ve hayırlı bir amaç için kullanacağı parasını bir an önce alır.

Aldığı zaman buradan tüm ekibe teşekkür edeceğim.

 

Bayram ekranı resmen iç baydı

Sizi bilmem ama “aynı filmi” izlemekten sıkıldım. Sözde “bayram özel” programlarında yeni hiçbir şey yok.

Özellikle de ünlülerin katıldıklarında...

Gizem-Hakan Hatipoğlu çifti aynı kanalın iki farklı işinde, hem ‘Ben Bilmem Eşim Bilir’ hem de ‘İrem Derici ile Eğlenmene Bak’ta karşımıza çıktı mesela. ‘Ben Bilmem Eşim Bilir’de 0 kilometre bir cip kazandılar. Dilber Ay da tıpkı onlar gibi iki yarışmada da boy gösterdi.

‘Çarkıfelek’te çarkın başında yayıncı kanal Star’ın ekran yüzleri vardı.

Tablo genel olarak buydu.

Tamam, sıcak ve bayram derken televizyon izlenme oranları düşüyor ama her şeye rağmen ekran karşısına geçen, tek eğlencesi TV olan çok ciddi bir kitle var.

Artık onlar da bu “ucuz” numaralara kanmıyorlar. Hiç değilse şöyle kaliteli, yeni birkaç film izlemeyi hak ediyorlar.

Hal böyle olunca izleyici birinci ve üçüncü gün ‘Güldür Güldür Show En İyiler’, ikinci gün ise ‘Şevkat Yerimdar’ın tekrarıyla teselli buldu.

 

İrem Derici ile seslere bak!

Aynı yıl içinde yarışmacılıktan popstarlığa, ardından programcılığa geçiş yapmak öyle herkesin harcı değil.

Evet İrem Derici’nin başarısından bahsediyorum. Şimdilerde “İrem Derici ile Eğlenmene Bak” programıyla izleyici karşısına çıkıyor genç şarkıcı.

Format aslında bildik. Daha önce ‘Serdar Ortaç ile Hep Beraber’ adıyla izlediğimiz, kelimelerden şarkı türetilen, düdük öttürerek melodiden şarkı tahmin etme üzerine “atıştırmalık” bir yarışma.

Eğlendiriyor mu? Eh işte.

Formatın en güzel tarafı programa katılan şarkıcıların çıplak seslerinin ne kadar da yetersiz olduğunu göstermesi. CD’den dinlediğimiz halleriyle programdakinin alakası yok!

İrem Derici’ye gelince, samimiyetin ve dobralığın sınırını aştığında sempatik olmaktan çıktığını birinin ona söylemesi lazım...

 

Kösem’e yazık oldu...

Salı akşamı final yapan ‘Muhteşem Yüzyıl Kösem’, büyük beklentilerle başlamıştı ama kelimenin tam anlamıyla hüsran yaşadı. (Finali Tüm Kişiler’de 25, AB’de ise 8’inci oldu. Her 100 kişiden sadece 5’i izledi diziyi)

Harika kostümler, adına yaraşır muhteşem bir plato, tarihe dayanan başarılı kurgulanmış bir senaryo, etkileyici müzikler... Her şey olması gerektiği gibi, hatta daha da iyiydi.

Peki yanlış olan neydi? Kast. Yani oyuncu tercihleri.

Ha bir de abartıya kaçan teatral oyunculuklar.

Kabul edelim ki ne Beren Saat, ne Hülya Avşar ne de Nurgül Yeşilçay böylesi bir işin kimyasına uygun isimlerdi.

Yan kadroya girmiyorum bile...

Her ne kadar üç isim de iyi oyuncu olsa da magazinel tarafları nedeniyle bu projede sırıttılar.

İzleyici üçünü de canlandırdıkları karakterlerin yerine koyamadı. Öyle olunca tüm artılar anlamını kaybetti.

Bir yanlış tüm doğruları götürdü yani. Yazık oldu.

Dünyaya pazarladığımız bir işin bu sonu yaşamasına, bu duruma düşmesine üzülmemek elde değil.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp