Top
Mustafa Doğan

Mustafa Doğan

mdogan@htgazete.com.tr

28/08/2017

Meryem krizinin PERDE ARKASI

 

Ayça Ayçin Turan, Cemal Toktaş ve Furkan Andıç’ın başrolleri paylaştığı ‘Meryem’ dizisinde yönetmen krizi çıkmıştı biliyorsunuz.

Dizinin başarısında önemli pay sahibi olan Mustafa Şevki Doğan, geçen çarşamba izlediğimiz dördüncü bölüm itibarıyla koltuğu Barış Erçetin’e teslim etti.

Peki ne oldu da Doğan, reytinglerde başarılı bir grafik çizen bu işten ayrılma kararı aldı?

Kulağıma gelenlere göre, perde arkasında büyük bir çekişme yaşanmış...

Kanal D Dramalardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hülya Vural, Mustafa Şevki Doğan’dan habersiz kurguya girmiş ve ipler kopmuş. (Normalde kurguya yönetmen girer. Olması gereken budur.)

Aslında bu, diğer projelerde de zaman zaman yaşanan bir durum. Ama Doğan, meslektaşları gibi olayı sineye çekmemiş. Reytinge falan da bakmayıp yakmış gemileri.

Peki bu değişiklik diziye nasıl yansır derseniz, ben negatif yansıyacağını düşünenlerdenim ama belli de olmaz tabii. Bekleyip birlikte göreceğiz.

Bitirmeden, Kore menşeli diziye dair izlenimlerimi de paylaşayım...

Hikâyenin merkezinde, aşkı için kendi hayatından vazgeçmeyi göze alan Meryem, güç uğruna şeytana ruhunu satan Oktay ve sevdiği kadını kaybedince yaşama nedeni onun intikamını almak haline gelen Savaş var.

Yolları sürekli kesişen ve kaderleri birbirlerine bağlı olan üçlüden Meryem ile Savaş arasında ilk aşk kıvılcımları çaktı bile. Bundan sonrası malum ama rejinin mahareti ve başarılı oyunculuklar sayesinde izlemesi keyifli bir iş çıkmış ortaya.

Ayça Ayşin Turan ve Cemal Toktaş, performanslarıyla dizinin başarısında büyük pay sahibi.

Turan için ekranların yeni Beren Saat’i dersem abartmış olmam. Doğru adımları atarsa önü açık.

Toktaş ise “Karadayı”nın Savcı Turgut’unu anımsatan Savcı Oktay rolüyle bence sınıf atladı. Kariyerinin şimdiye kadarki en iyi performansını ortaya koyuyor ve alkışı hak ediyor.

Senaristler zaman zaman ters köşeler yaparak izleyiciyi şaşırtabilirse sezon sonunu çıkarır. Klişeler üzerinden ilerlerse, dizi sezonunun açılıp iddialı işlerin yayına girmesiyle kısa zamanda gözden düşer.

************

Ya düğün ya cenaze

İzdivaç tiyatrosu bitince yerini neyin alacağı merak konusuydu.

Ben gelenin gideni aratacağını düşünüyordum, öyle de oldu.

Bekârları evlendirme yoluna baş koyanlar, “Madem kapıdan giremiyoruz, bacayı deneyelim, hiç değilse küsleri barıştıralım” dedi.

Sütten ağzı yanan RTÜK, bu numarayı yemeyince sözde barıştırma programlarının ömrü iki hafta sürmedi.

Hal böyle olunca, evlilikten, düğünden umut kesildi ve dümen cenaze işlerine kırıldı.

İnanması zor ama şimdi karşımızda duran fotoğraf bu.

Ruh halimizin ne kadar sağlıksız olduğunun bir kanıtı resmen. Ortamız yok! Ya evlendirip düğün yapıyoruz, ya öldürüp katil arıyoruz.

En komiği de bulunduğumuz kabın şeklini hemen alabilmemiz. Nasıl mı?

“Ne Seninle Ne Sensiz”de insanları barıştırmaya soyunan Seda Akgül, 4 Eylül’den itibaren “Her Şey Gerçek” (İsim bana çok manidar geldi!) aydınlatılamayan dosyaları gün yüzüne çıkarıp faili meçhul cinayetleri çözmeye çalışacak.

Sürü psikolojisinden kurtulup farklı bir format deneyen bana göre kazançlı çıkacak ama nerede!

Ha bir de, izdivaççılardan Zuhal Topal’la yapımcısı davalık oldu.

Daha bu başlangıç, öküz öldü ya, daha neler çıkacak ortaya neler!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp