Top
Mustafa Doğan

Mustafa Doğan

mdogan@htgazete.com.tr

27/07/2017

Müzik sektörünün hatasına diziler de düşmesin

 

Müzik sektörünün hatası neydi?

Tembellik...

Önce nostalji, ardından cover modası çıktı.

Peşinden best of ve tribute albümler geldi.

Yeni bir şey üretilmedi.

Üretim durdu.

Bir şekilde gün kurtarıldı ama müzik sektörü hep yerinde saydı.

İnternet ve sosyal medya dünyayı küresel bir köye çevirmişken, ülkedeki 80 milyon arasından bırakın bir star adayı, bir fenomen bile çıkaramadık...

KENDİ AYAĞIMIZA KURŞUN SIKIYORUZ

Dizi sektöründe de benzer bir gidişat var.

Aslında çok güzel bir rüzgâr yakalamış, yurtdışına dizi ihracatına başlamıştık. Hatta bu alanda önemli aktörlerden biri haline geldik.

Fakat bu rüzgârı fırtınaya dönüştürüp dış pazara da hitap edecek işler üreteceğimize zengin-fakir temalı birbirinin benzeri hikâyeler ve Kore devşirmesi işlerle kendi ayağımıza kurşun sıkmaya başladık.

Hem de dizi ihracatında 2023 hedefini 750 milyon dolar olarak belirlemişken.

Bu yetmezmiş gibi şimdi de eski dizileri yeniden çekmeye başladık.

İşte “Çocuklar Duymasın” yıllar sonra yeniden ekranda.

İlk bölümü de iyi reyting aldı. Açıkçası bu durumun diğer yapımcıların iştahını kabartıp yeni bir furyaya neden olmasından korkuyorum!

Liste “Perihan Abla”dan başlar, “Süper Baba”dan “İkinci Bahar”a, “Cennet Mahallesi”nden “Akasya Durağı”na devam eder...

Evet, bu diziler bizim izleyicide karşılık bulur ama ihracatta pek yüz güldürmez.

O tarafta bir atılım yapacaksak daha büyük düşünmek, yenilikçi işlere soyunmak, klişelerden, alışkanlıklardan kurtulmak lazım.

Elin oğlu tarih öncesi ile gelecek arasında mekik dokurken bizim çeyizleri döküp gün kurtarmamız akılcı mı sizce?

Madalyonun bir de bu tarafına bakın...

ÇOCUKLAR DUYMASIN NEDEN İZLENİYOR?

“Çocuklar Duymasın”dan bahsetmişken dizinin bu kadar yüksek reyting almasının nedenlerine de bakalım...

Bir defa “Çocuklar Duymasın” da zengin-fakir klişesi yok.

İkincisi, gündemi takip ediyor. Misal, ilk bölümde Taşfırın Haluk üzerinden, son dönemde çok tartışılan hafriyat kamyonlarıyla ilgili görüş bildirildi. Dominant Teyze ve Meltem üzerinden TEOG anneleri eleştirisi yapıldı.

Yine Haluk üzerinden milliyetçi duygular sıklıkla okşanıyor.

Ayrıca nostaljik bir yanı var. Oyuncuların değişimini görmek için bakan bile olmuştur.

Öte yandan Haluk ve Meltem, çatışması güçlü, izleyicilerin kendilerinden, hayatlarından izler bulabilecekleri karakterler. İkilinin modernlik ve geleneksellik üzerinden atışmaları eğlenceli. Üstüne şimdi bir de teknoloji eklenmiş ki buradan çok ekmek çıkar.

Yan karakterler de çok güçlü. Benim favori üçlüm Hüseyin, yancısı Şükrü ve Emine. (Bu arada ekibin yenisi Kadriye’ye çok ısınamadım. Anne-oğul kükremeler itici olmuş. Birol Güven, Kadriye’yi yakında köyüne geri gönderecektir diye düşünüyorum.)

Beton Orçun kocaman olmuş. Hâlâ sempatik.

Müsteşar Kemal Bey de, Zero Tuna da ekibin diğer üyeleri de Birol Güven’e ayrı ayrı malzeme veren renkli karakterler.

Ve tabii en önemlisi Güven, gündelik hayatı çok iyi gözlemleyen, yarattığı karakterleri seven, Türk toplumunun yumuşak karnını bilen ve beğenilerine hâkim olan bir isim. Hem yapımcı hem senarist olması hasebiyle işine karışan da olmadığından o özgürlük alanını çok iyi kullanıyor.

Dürüst olmak gerekirse açılışta ana karakterleri gösterme çabası taşıyan tuvalet sahnesi uzayınca bir an işler sarpa sarıyor duygusuna kapıldım ama neyse ki muhabbet çok uzamadan tatlıya bağlandı.

Orta yaş vurgusunu gözümüze sokan dekorları ise beğenmediğimi belirtmeden geçemeyeceğim. Belki Meltem bir süre sonra dekorasyon değişikliğine karar verir de eski sezonlardaki samimi atmosfer yeniden yakalanır.

Bitirmeden...

Merve rolünde izlediğimiz Öykü Güven, Birol Güven’in kızı. Jenerikteki “Çocuklar Duymasın” şarkısını ise Güven’in eşi Burcu Güven seslendiriyor.

Baba yazıp yapımcılığını üstleniyor, kızı oynuyor, anne şarkısını söylüyor. Tam bir “aile dizisi” yani.

E bizim izleyici de aile dizilerini seviyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp