Top
Mustafa Doğan

Mustafa Doğan

mdogan@htgazete.com.tr

24/08/2017

Al birini vur ötekine

 

Futbol şemsiyesi altında ekrana gelen ‘Derin Futbol’un sözde futbol, özde şov programı olduğu artık hepimizce malum.

Zaten insanlar programı engin futbol analizleri için değil, eğlenmek adına izliyor.

İyi, hoş fakat reyting adına seviye her geçen gün biraz daha düşüyor.

İşte son örneğini hafta sonu yaşadık.

Nedendir bilinmez, sosyal medya fenomeni Hakan Hepcan, Fenerbahçe-Trabzonspor maçının ardından attığı ve büyük tepki çeken, “Bizim takım oturana kadar lig biter hacı. Galatasaray’da bi tane maymun var, topa düşmanı gibi vurup yere falan atıyo kendini, işimiz çok zor” tweet’i nedeniyle özür dilemek için yayına telefonla bağlandı.

Pekcan’ın paylaşımıyla ilgili Galatasaraylılardan şerefi üzerine yemin edip özür dilemesinin ardından Ahmet Çakar sazı alıp eline başladı şovuna.

İbret olsun diye söylediklerinin bir kısmını yazıyorum buraya.

“Ben sana desem ki, çok yumuşak bir oğlana benziyorsun. Senin gibi ince sesli parlak bir çocuğa yumuşak dediğim vakit argoda ne anlama geldiğini bilmiyor musun?” diye başladı.

“Zencileri sever misin? Bana küçüklüğünü anlat. Burası hamam gibidir. Hamama girdin, terleyeceksin” gibi vecizelerle devam etti!

“Böyle sıyıramazsın, daha kötü yaparım. Kapatırsan arkandan konuşurum” diye tehditler de havada uçuştu.

Bir ara araya giren Sinan Engin’in durumu toparlama çabası da işe yaramadı.

Çakar, Hepcan’ın 15 Temmuz gecesi attığı tweet’i hatırlatıp “Sen bir darbeye iyi geldi diyebilecek kadar öven bir vatan hainisin. Irkçı bir şerefsizsin. Maçan yiyorsa beni mahkemeye verirsin, mahkemeye vermezsen şerefsiz oğlu şerefsizsin” diye demediğini bırakmadı.

Hepcan’ın 15 Temmuz gecesi attığı tweet de, Gomis için yazdıkları da kabul edilir şeyler değil.

Aynı şekilde ekranda olduğunu unutup sanki bir kahvehanedeymiş gibi davranan Çakar’ın sarf ettiği sözler de.

Tuhaf olansa RTÜK’ün bu programı ciddiye almaması. En azından ben öyle düşünüyorum. Almış olsa ya ekip şimdiye kadar kendine bir çekidüzen verirdi ya da program çoktan ekranlara veda etmiş olurdu.

************

Hey Siri, çık aradan

Gün geçmiyor ki bazen gülümseten bazen dumurlara uğratan, “Bunu da gördük” dediğimiz bir şey yaşanmasın ekranlarımızda.

Son örneği gülümseten kategorisindeydi.

“Türkiye’nin Nabzı” programında yaşandı.

Didem Arslan Yılmaz’ın moderatörlüğündeki yayında, konuklar hararetli bir tartışmanın ortasındayken yayına bir ses giriverdi.

Arslan her zamanki gibi soğukkanlı bir şekilde, “Bu arada bir ses girdi galiba. Bir telefon açık. Dikkat edelim lütfen” diyerek durumu hemen toparladı.

Canlı yayınlarda yaşanan şeyler aslında bunlar ama konuyu haber değeri taşır hale getiren şey, bahse konu olan sesin bir yapay zekâya ait olması.

Hani şu, tuhaf tuhaf sorular sorup mantıklı cevaplar beklediğimiz, çoğumuzun eğlenmek için kullandığı Siri’den bahsediyorum.

Konuklardan biri uygulamayı açık unutunca, o hararetli tartışmaya Siri de katıldı. Gerçi mevzular kendisine ağır geldiğinden ya da ortamdaki hararetten olsa gerek sadece “Üzgünüm... bir kez daha deneyin” demekle yetindi ama olsun.

Sonuçta Siri’nin de ilk canlı yayın tecrübesi, hoşgörmek lazım!

Yeri gelmişken, gelecekte Siri başta olmak üzere yapay zekâların da bu tarz programlarda yer alacağını düşünüyorum.

Bu olay vesilesiyle şimdiden buraya notumu düşeyim.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp