Top
Mustafa Doğan

Mustafa Doğan

mdogan@htgazete.com.tr

21/08/2017

Ata, gazinoyu ekrana taşımalı

 

Ata Demirer’in şarkılarla standup gösterisini harmanladığı ‘Ata Demirer Gazinosu’nu izlemek bir türlü kısmet olmadı. Cuma gecesi Harbiye’deki gösteriye de gazetedeki işler uzayınca yetişemedim.

Ama olsun… Gidenlerin anlattıklarıyla, geceden gelen kareler, sosyal medyada paylaşılan fotoğraf ve videolarla izlemiş kadar oldum.

Ata’nın müziğe olan ilgisi de sesinin güzelliği de malum. Sanat müziğinden başlayıp arabeske, roman havasına ve blues’a kadar benim diyen sanatçının söylemekten imtina edeceği bir repertuvarla çıkmış sahneye.

Gösterinin teması gazino olunca dansözsüz olmaz tabii. Peki Ata sahnede olur da kahkaha olmaz mı? Dansöz de kahkaha da var gösteride.

Ata’nın geceden birçok performansını kısa kısa izleme şansım oldu. Anlattığı bazı hikâyeleri de hem izledim hem de gidenlerden dinledim.

Efendim, ben telefondan izlerken bile müthiş keyif aldım gösteriden. Bir de bunun televizyona taşındığını düşünün. Yine seyirci eşliğinde canlı çekildiğini, zaman zaman ünlü isimlerin katıldığı, Ata’nın taze hikâyelerini anlattığı bir program.

Cuma gecelerimiz böyle bir programla renklense izlemez misiniz? Valla ben bayıla bayıla izler, zevten dört köşe olurum.

Mesaj gerekli yerlere ulaşmıştır diye umut ediyorum!

************

Bu kadarına da pes

Kadın kuşağını takip edenlerden Solmaz ve Kaan’ı tanımayan yoktur herhalde.

Aslında onlar üç kişiydiler; Solmaz, Kaan ve Nurullah.

Nedendir bilinmez, Nurullah bahsedeceğim projede saf dışı kalmış.

Neyse… Evlilik programları sayesinde tanıdığımız bu zat-ı muhteşemler, aylar boyunca ekranda izleyicileri birbirlerini sevdiklerine inandırmaya çalıştılar.

Solmaz, bir Nurullah’a kaptırdı gönlünü, bir Kaan’a. Ortada sonuç yok tabii.

Amaç başka çünkü, üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek!

Neyse ki gerçeklerin zamanla ortaya çıkmak gibi bir huyu var. Burada da böyle oldu. Asıl amaçları evlenmek değil, şöhret olmak olan üçlüden Solmaz ve Kaan muratlarına erdi. Erdi derken kâğıt üstünde!

Bugün itibarıyla ‘Aşk-ı Roman’ dizisiyle hafta içi her gün ekranda olacaklar. Aynı teraneyi bu defa dizi şemsiyesi altında tekrarlayacaklar.

Bunca zaman insanları kandırmamış gibi reyting arayacaklar.

Vallahi yüzsüzlüğün bu kadarına pes!

************

‘Görev’imiz izlemek!

Cumartesi akşamı yeni bir program keşfettim TRT Belgesel’de.

Adı ‘Görev’.

‘Milat’ta bordo bereli, ‘Cesur Yürek’te binbaşı rolünde izlediğimiz, asıl işi aksiyon sahnelerinde koreograflık olan Ahmet Pınar sunuyor.

Belgeselde, Türkiye’de üretilen ve dünyaya pazarlanan silahlar tanıtılıyor. Sadece teknik bilgiler verilmiyor, silahlar test ediliyor, alanındaki rakipleriyle karşılaştırılıyor.

Benim izlediğim bölümde keskin nişancı tüfeği Bora 12 incelendi. Rakibi ise piyade tüfeği G3’tü.

300 metrede yarı otomatik G3’e yenilen Bora 12, 1000 metreye uzayan tüm mesafelerde başarı gösterdi.

Pınar, 300 metrede her iki silahla da başarılı atışlar yaptı ancak mesafe 600 metreye çıkınca işler değişti ve devreye deniz piyade keskin nişancılar girdi.

Farklı mesafedeki tüm atışlarda hedef 12’den vuruldu. Üstelik atışlardan bazıları keskin nişancının yanında kudurtulan köpek ve süre baskısıyla yapıldı ama sonuç değişmedi.

Askerlerimizle gurur duydum.

Atışlarda deniz seviyesinden mesafe, sıcaklık ve rüzgâra kadar birçok etkenin önemini öğrendim.

MKE üretimi milli silahımıza yapılan buz ve sıcaklık testleri de etkileyiciydi.

Silahlara ve kahramanlık temalı dizilere ilgi duyanlara izlemelerini şiddetle tavsiye ederim. Aynı zamanda, bu tür dizilerin yaratıcı ve yürütücü ekiplerine de. Belki program sayesinde azıcık utanır, çatışma sahnelerinde biraz özenli davranırlar!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp