Top
Mustafa Doğan

Mustafa Doğan

mdogan@htgazete.com.tr

16/10/2017

Teksoy geri döndü

 

90’lı yıllara damgasını vuran ekran fenomenlerinden biriydi Sadettin Teksoy. Tam bir macera ve gizem adamı, renkli bir figürdü.

Türlü acayipliklere şahit oldu izleyiciler ondan sonra ekranlarda ama hiç kimse yerini dolduramadı.

“Ben Sadettin Teksoy” sloganı ve kendisiyle özdeşleşen sarı montuyla cumartesi teve2’de yeniden aramıza döndü. Çok da iyi yaptı.

Aradan onca yıl geçmemiş ve geceleri buzdolabında yatmışçasına (ki kendisinden beklenir!) hiç değişmemiş Teksoy. Gençlik iksirini bulmuş da çaktırmıyor gibiydi!

‘Sadettin Teksoy Zaman Tüneli’ isimli programıyla zamanda yolculuğa çıkardı bizi. “Eskinin acayiplikleri bile güzelmiş” dedirtti.

İlk programın başlıkları özenle seçilmişti… Altı ay gündüz altı ay gece yaşayan Grönland’da 24 saatlik değişimi gösterip kutuplarda nasıl namaz kıldığını anlattı.

Ardından İzmir’in Orhan Gazi Köyü’nün sebepsiz yere bağıran kadınlarının ‘dramını’ ekrana taşıdı.

Sonra, içinde 20 gün yaşayan kellerin sırma saçla çıktığı iddia edilen Keloğlan Mağarası’ndan seslendi. Ahaliyle söylediği, “Başım benim başım benim, saçım benim saçım benim, dökülüyor saçım benim, girdim Keloğlan Mağarası’na, tarak tutar saçım benim” manisinde gözlerimden yaş geldi.

Akabinde bir reenkarnasyon öyküsünü taşıdı ekranlara. 1963’te suikasta kurban giden eski ABD Başkanı Kennedy’nin ruhuyla doğduğunu iddia eden Kenedi Alkan’ın canlandırmalar eşliğinde anlattıkları, değme dizilere taş çıkardı.

Hz. İsa’nın çarmıhtan indirildikten sonra üzerine örtüldüğüne inanılan Torino Kefeni’nin sırrını da çözdü. Karbon testiyle örtünün Hz. İsa’nın döneminden sonra dokunduğunu öğrendik sayesinde.

Finalde ise gazeteci ve televizyoncu kimliğinin dışında arkeolog ve tarih doktoru olan Mesut Yar ile Troya’yı konuştular. Fatih Sultan Mehmet ve Mustafa Kemal Atatürk’e uzanan dolu dolu, keyifli bir sohbetti.

Samimiyetle söylüyorum; Sadettin Teksoy’u özlemişim. Günümüzün “acayip” içerikleri içerisinde onun ekrana getirdikleri çok masum kaldı!

Ekranlarımızın böyle renklere kesinlikle ihtiyacı var. Nostalji kısmı güzel ama asıl günümüz gizemlerinin peşine düşmeli. İşte o zaman tadından yenmez program.

************

TRT 2 bağımsız sinemaya ilaç olur

Yakın dönemin televizyonculuk adına önemli değerlerinden biri olan kültürsanat kanalı TRT 2, Samed Karagöz’ün genel yayın yönetmenliğinde yeniden açılıyor.

Edebiyat, felsefe, bilim, sanat ve tarih konulu sohbet programları, akşamları kaliteli müzik yayını, günde iki belgesel, kültür-sanat odaklı haberler ve çok daha fazlası olacak kanalda.

Bu dönüşün beni en çok heyecanlandıran kısmıysa haftada dört gün dört farklı kuşakta klasik filmler, edebiyat uyarlamaları, festival filmleri ve Orta Asya filmlerinin yayınlanacak olması.

Başında sunumların, sonunda ise film okumalarının yer alacağı kuşağın, festivallerde üç-dört gösterim yapıp sonra sınırlı sayıda salonda çok kısa süre oynayan bir sürü bağımsız sanat filmi için yeni bir mecra olmasını temenni ediyorum.

Nuri Bilge Ceylan, Derviş Zaim, Semih Kaplanoğlu, Zeki Demirkubuz, Reha Erdem gibi festivallerde Türkiye’nin yüzünü ağartmış yönetmenlerin ilk dönem filmlerini izleme fırsatı da yakalarız belki.

TRT’ye yeni bir vizyon kazandıran genel müdür İbrahim Eren’in bu fikre sıcak bakacağı kanaatindeyim.

************

Tehlikeli bir izleme alışkanlığı

OnlIne platformlar, beraberlerinde yeni izleyici davranışlarını da getirmeye başladı.

Bir dizinin en az üç bölümünü ara vermeden izleyenleri, dizi maratoncularını (Binge-watching) biliyorduk. Ben de onlardanım.

Netflix’in araştırmasına göre yeni trend, koca bir sezonu çıkar çıkmaz 24 saat içinde bitirmekmiş. Onlara da Binge-Racer’lar, yani dizi yarışçıları deniliyormuş.

Dünya genelinde sayılarının 8 milyon olduğu tahmin ediliyormuş. Binge-racer’lar, diziyi ilk izleyen olmak ve diziyle ilgili muhabbetlerde geri kalmamak gayesindelermiş.

Bilgisayar başında saatlerce oyun oynarken ölen ya da psikolojik sorunlar yaşamaya başlayan gençlerin haberleri geldi aklıma, araştırmayı incelerken.

Benzer haberler dizi tutkunlarından da gelmez umarım!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp