Top
Mustafa Doğan

Mustafa Doğan

mdogan@htgazete.com.tr

11/09/2017

Sosyolog Aras tarihçi Müge...

 

ARAS Bulut İynemli ve Müge Anlı’dan bahsediyorum.

Aslında listede Furkan Andıç ve Haluk Piyes de var.

Dördü de televizyon dünyasında yeri olan, iyi kazanan, geniş hayran kitlelerine sahip ünlü isimler.

Aras Bulut İynemli, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde uçak mühendisliği okurken oyunculuk yapmaya başlayınca okulunu dondurdu.

Müge Anlı, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun. Ayrıca hukuk üzerine yüksek lisansı var.

Furkan Andıç, Ukrayna’da Kiev Politeknik Üniversitesi’nde hazırlık okumuş. İkinci senesinde ekonomi eğitimi alırken eğitim sistemindeki denklik koşulu yüzünden İstanbul’a dönmek zorunda kalmış. Bir süre Bilgi Üniversitesi’nde Radyo ve Televizyon Programcılığı bölümünde okuyup 2011-2012 eğitim senesinde Yeditepe Üniversitesi Görsel İletişim ve Tasarım bölümüne yatay geçiş yapmış.

Haluk Piyes, Almanya’da hukukla birlikte tiyatro ve sinema eğitimi almış. Oyunculuk ağır basınca hukuk bölümünü bitirememiş.

Bu dört ismin eğitimli ve ünlü olmak dışında bir ortak noktaları daha var.

Dördü de İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi’nde (AUZEF) ikinci üniversitelerini okuyor.

Anlı, tarih okuyor ve dördüncü sınıfta.

Piyes, sosyoloji üçüncü sınıf.

Sosyolojiyi seçen İynemli ile işletmeyi tercih eden Andıç ise fakülteye bu yıl kaydolmuşlar.

Yoğun set programı ve canlı yayın temposuna rağmen eğitime vakit ayırıp gençlere örnek oldukları için kendilerini alkışlıyorum.

Ayrıca, tarih eğitimi alan Müge Anlı’dan ilerleyen yıllarda bir de tarih programı bekliyorum.

 

İlgilenenlere not...

İstanbul Üniversitesi ‘Aramıza Sınav Girmesin’ sloganıyla tüm üniversite öğrencilerine ve mezunlarına kapılarını sınavsız açıp evraksız kayıt imkânı sunuyor. Kayıtlar bugün başlıyor. Son tarih 6 Ekim ve http://ikinciuniversite. istanbul.edu.tr/ adresinden online kayıt yaptırabiliyorsunuz.

************

‘Gerçeğin Peşinde’yim...

GÜNDÜZ kuşağının yeni trendi ‘hafiye’ programları malum.

Evlilik programları tedavülden kalkınca herkes hafiyeliğe soyundu.

O programlardan biri de tv8’deki ‘Gerçeğin Peşinde’.

Programda geçen hafta, 11 senedir kimsenin çözemediği Tuğçe ve Büşra’nın cinayetinin üzerindeki sır perdesi kaldırıldı. (İlkokul öğrencileri 10 yaşındaki Büşra Karabacak ve aynı yaştaki kuzeni Tuğçe Yıldırım, Balıkesir’in Savaştepe İlçesi Karacalar Mahallesi’nde, okula giderken kaybolmuş, 44 gün sonra bir menfezde cesetleri bulunmuş fakat katil zanlısı ya da zanlılarına ulaşılamamıştı.)

Yüreği yanan ailelerin, katillerin geç de olsa bulunmasıyla içleri bir parça soğumuştur.

Benim takıldığım nokta ise işin emniyet tarafı.

Nasıl oluyor da hayatlarını bu işe adamış, eğitim almış emniyet teşkilatı bu olayları uzun yıllar çözemiyor?

Ve nasıl oluyor da olay bir televizyon programında gündeme getirilince katiller anında ortaya çıkarılıyor?

Kafamda deli sorular...

İki ihtimal geliyor aklıma...

Ya koskoca cinayet büro polislerinin kafası bizim televizyoncularınki kadar çalışmıyor.

Ya da polis olayları gerektiği gibi araştırmıyor...

Tabii polis de olayları çözüp televizyonculara servis ediyor olabilir, bu da bir seçenek.

Sözünü ettiğim cinayet vakası, geçmişte basına yansıyan ciddi bir dava olduğu için ‘kurmaca’ olma ihtimali yok. Daha önce basında yer almamış bir vaka olsa ondan da şüpheleneceğim!

Sözün özü...

Eğer gerçekten televizyoncuların ‘aydınlattığı’ olayları polis aydınlatamıyorsa, vay halimize.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp