Top
Mustafa Doğan

Mustafa Doğan

mdogan@htgazete.com.tr

07/08/2017

Kim ‘milyonluk resim’ ister!

 

Türk televizyonlarında bilgi yarışmaları arasında ‘Kim Milyoner Olmak İster?’in (KMOİ) yeri ayrı. Yıllara meydan okuyan, genç-yaşlı herkesi ekran karşısına çeken bir program.

Çıtayı en yükseğe taşıdığı için haliyle her yeni başlayan iş de onunla kıyaslanıyor. Ama bugüne kadar kıyaslanan hiçbir iş, cumartesi akşamı tanıştığımız ‘Milyonluk Resim’ kadar KMOİ tadı vermedi.

Format ziyadesiyle KMOİ’den izler taşıyor. KMOİ’in resimlisi desem abartmış olmam!

Yarışma, ekrana getirilen 12 resimle alakalı 12 sorudan oluşuyor. Her sorunun para ağacında bir karşılığı var. İlk sorunun değeri 500 TL, 12’ncininki 1 milyon TL.

Her yarışmacının, “yakınını ara”, “soruyu değiştir” ve “soruyu satın al” (yanlış cevap verirseniz kazandığınız paranın yüzde 25’ini verip devam ediyorsunuz) olmak üzere üç joker hakkı var.

İlk dört soruda cevap vermek için 60, beşinci sorudan itibarense 120 saniye süreniz var. Süre kısıtlaması olması yarışmayı daha dinamik ve heyecanlı kılıyor. Baraj sorusu olmaması da heyecanı ve seyir zevkini artıran bir diğer unsur. Yani, jokerlerinizi kullandıktan sonra tekrar risk alıp yanlış cevap verip elenirseniz, 12’nci soruda bile olsanız yarışmaya ödülsüz veda edebilirsiniz.

YARIŞMACILAR ÖZENLE SEÇİLMİŞ!

Para ağacı, joker hakkı, ses efektleri, stüdyo düzeni (ki ‘Milyonluk Resim’de çok daha renkli bir atmosfer var. Yarışmacı ve sunucunun zaman zaman ayağa kalkabiliyor olması da daha samimi bir ortam sağlıyor) gibi birçok unsur KMOİ ile “kardeş”. Ondan farklı olarak hem baraj, hem de dördüncü joker hakkı yok. Sorular da resimlerden geliyor. (Burada resim mi, fotoğraf mı tartışmasına girmeyeceğim. Aslında fotoğraf demek daha uygun ama resim kelimesi dilimize yerleştiği için bir sorun yok. Zaten TDK da resim sözcüğünün anlamları arasında fotoğrafa yer veriyor.)

Cevap aşamasında, “Emin misiniz?” yerine “Kesin mi?”, “Son kararınız mı?” yerine ise “İşaretleyelim mi?” diye soruluyor.

Gelelim Selçuk Yöntem’e…

Uzun saçlı ve bronz tenli yeni imajını gözüm yadırgasa da kendisinin böyle bir format için biçilmiş kaftan olduğu kanaatindeyim. Format zaten başarılı ama Yöntem’in karizması, yerinde müdahaleleri, esprileri, ses tonu, genel kültürü, yarışmacılara samimi yaklaşımı programı izlemeyi daha da keyifli kılıyor.

‘Büyük Risk’, ‘KMOİ’ gibi yarışmalarda edindiği tecrübesini ekrana başarıyla yansıtıyor.

İlk bölümde 1 öğrenci, 1 öğretmen, 1 bahçıvan ve 1 işletmeci yarıştı.

İlk üç yarışmacı sırasıyla 15 bin, 30 bin ve 15 bin TL kazandı. Üniversiteyi yarım bırakıp kendi işini yapan dördüncü yarışmacı Seven Kavak ise “Resimdeki hayvan ne ses çıkarır?” sorusunda kargayı tanımayıp “gak” yerine “cik” yanıtını verip ödülsüz ayrıldı programdan.

İlk program için seçildikleri belli olan, kamera önünde fazlasıyla rahat dört isimle televizyonculuk kuralları işletilerek “resim” tamamlandı anlayacağınız. O kadar olacak!

Sonuç olarak, izlemesi çok keyifli, kesinlikle KMOİ’ye rakip olacak ve uzun yıllar devam edeceğini düşündüğüm bir iş çıkmış ortaya.

 

Amsterdam’a değil Londra’ya gidin

Sevgili meslektaşım ve büyüğüm Sina Koloğlu geçen hafta köşesinden, ‘Hollanda’da protesto yapacak’ başlığıyla aralarında ‘Paramparça’nın başrol oyuncusu Erkan Petekkaya ve yönetmen Altan Dönmez’in de bulunduğu 40 kişinin, şirketin Amsterdam’daki binasının önünde protesto gösterisi düzenleyeceğini duyurdu.

Haberini de sektörün ciddi yayın organlarından TBI (Television Business International) Dergisi’nin internet sitesindeki bir habere dayandırdı.

Yazısına, haberdeki “Ekibin Endemol Shine International’ın merkezinin bulunduğu Londra’ya gidebilecekleri” notunu da düştü. İyi de yaptı.

Zira, grup Hollanda’ya giderse seslerini tabii ki duyuracak ama amaçlarına çok da ulaşamayacak. Çünkü, şirket Hollanda merkezli olduğu için orası tercih edilmek istenmiş herhalde ama oradaki bina, tıpkı Türkiye’de olduğu gibi şirketin bir şubesi. Sesleri asıl duyması gereken yetkililer Londra’da. Hazır vakit varken, biletler de alınmadıysa uyarayım istedim!

Bu arada, mağdurlar arasında anlaşması Endemol ile olanlara 3-5 aylık sürede alacakları peyderpey ödenecekmiş. Asıl sıkıntı ise anlaşmalarını, Endemol’ün taşeronu olarak “Kördüğüm”, “Dayan Yüreğim”, “Sevdam Alabora” gibi işlere imza atan Öykü Film üzerinden yapanlarda yaşanıyormuş.

Öğrendiğime göre Endemol, Öykü Film üzerinde görünen borçları üstlenmek istemiyormuş.

Dev şirketin çöküşünün asıl nedeni ise oyunculara piyasa kaşelerinin iki katının, hatta daha fazlasının ödenmesiymiş. İkinci bir “Paramparça” yakalayamayınca da bu noktaya gelinmiş. Üstelik, ödenen astronomik rakamlar nedeniyle dizi piyasasını altüst ettiler.

Mevzu derin. Altından daha çok şey çıkacak. İşin Öykü Film’le ilgili detaylarını ise başka bir yazıda ayrıntılarıyla kaleme alacağım.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp