Top
Mustafa Doğan

Mustafa Doğan

mdogan@htgazete.com.tr

06/07/2017

Altı üstü bir yazı ülke meselesi değil!

 

Yaz ekranının en çok ses getiren işlerinden biri oldu ‘Türk Malı’.

Ses getiren derken yanlış anlaşılmasın, diziyi gündeme taşıyan muhteşem (!) başarısı değil, aldığı tepkiler.

Türk Teşvik Derneği Başkanı Harun Altunbaş, Türk malı imajına zarar verdiği gerekçesiyle diziye dava açacaklarını söyledi. Ben de pazartesi durumu köşemde duyurdum.

Dizi 2010 yılında ilk kez izleyiciyle buluştuğunda, “Türk örf, âdet ve geleneklerini aşağıladığı” gerekçesiyle hakkında suç duyurusunda bulunulduğu haberleri çıkmıştı, yazımda bunu da hatırlattım okurlara.

Ulusal kanalda yayınlanan, ülkenin en ünlü oyuncularının rol aldığı bir diziye dava açılması, dünyanın her yerinde haber değeri taşır. Ne var ki ‘Türk Malı’nın senaristi Tayfun Güneyer aynı fikirde değil.

Güneyer, bana yolladığı mail’de Altunbaş’ın açıklamalarını gündeme getirmemi “Linç etme ve ettirme iştahı” olarak yorumlamış, yazdıklarımı “uydurduğumu”, diziyi de hiç izlemediğimi iddia etmiş.

Kendisine cevap hakkı doğduğundan, nezaketten uzak satırlarına rağmen yazdıklarını size de aktarıyorum. Yazı çok uzun olduğu için ancak önemli bölümlerine yer verebildiğimi, metindeki tashihlerin de ekmeğini yazarak kazanan senarist Güneyer’e ait olduğunu belirteyim…

DÜRÜSTLÜK VE AİLE BAĞLARI ÜZERİNE DERSLER VERİYOR!

“Türk Malı dizisini yedi sene önce ilk yazdığımda; ülkemizde, aynı sizin de bu haberinizde bir örneğini verdiğiniz gibi ‘önce bilip bilmeden hızla yargılama, sonra da gönlünce linç kültürü ve linç iştahı’ henüz bu kadar zirve yapmamıştı. Biz, özgürce komedimizi ekrana çıkartıyorduk; insanlar da, bunun sadece bir dizi olduğunu bilip, iki saat eğlenip, gülüp geçiyorlardı.

Yani bu TV dizisi denilen olay, öyle sizin abartıcağınız kadar önemli bir ülke meselesi değil aslında.

Biz o zamanlar, sadece Türk Dil Kurumu’ndan ‘Türkçe’yi bozma’ konusunda bir uyarı almıştık… Yani özetle; sizin haberinizde, linç etme ve ettirme iştahınız artsın diye ‘uydurduğunuz’ gibi ‘Türk örf ve adetlerine saldırı suçundan soruşturma açılması’ gibi bir durum, hiçbir zaman yaşanmadı…

Gelelim günümüze;

Bana göre ‘bize dava açacağını’ söyleyen kişinin ve sonra da buna atlayıp haber yapan kişinin oturup da bizim diziyi hiç izlememiş olması çok vahim... Biz zaten bu işleri herkes beğensin diye yapmıyoruz… Çünkü, eğer bizim diziyi birazcık izlemiş olsaydınız;

Dizimizin baş kahramanı Erman Kuzu’nun, öyle tarif ettiğiniz, hakkında sıfatlar salladığınız gibi kötü ve içi boş bir karakter olmadığını(…) görürdünüz…

Erman, her bölümün sonunda, çocuklara ve diğer karakterlere ‘doğrulukdürüstlük’ üzerine dersler veriyor…

Bizim dizimizde; şiddet, tecavüz, kafaya yaslanan silahlar, elde tesbihle racon kesen adamlar, aile dışı ilişkiler, aynı anda üç kadını idare eden adamlar, amcasının karısına atlayan yeğenler, evlilik dışı çocuklar, hastanelerde karışan çocuklar, töreler, kan davaları, kılıçla adam kesmeler vb. olmadığı için mi biz ‘Türk’ markasına zarar veren dizi oluyoruz? Gerçekten mi??

Eğer, büyük bir linç iştahıyla, duyduğunuz herşeye kafadan atlayıp haber yapmak yerine, biraz araştırıp, izleyip, sorup soruştursaydınız; Erman’ı Bakiye dadısı ve komşuları ile Türk Malı Aile Komedisi dizisinin, şu anda ekranlarda yayınlanan ‘en temiz, en naif aile dizisi’ olduğunu görürdünüz…

Kore dizilerindeki, plastik zengin yakışıklı karakterlerle, onlara aşık olan salak kızları mı siz daha ‘Türk karakterler’ olarak görüyorsunuz?

Ve hepsinin üzerinde, o bizi şikayet edecek olan zat gözden kaçırmış, ama siz bir gazeteci olarak gözünüzü döndüren linç iştahıyla görememiş olmalısınız ki; ben zaten olası bir rahatsızlığın önlemini almak için dizinin adını bu defa ‘TÜRK MALI AİLE KOMEDİSİ’ koydum. Yani ben sizlerden önce o önlemimi aldım…

Karakterimiz de dizinin heryerinde ‘ben Türk Malıyım’ demiyor zaten ‘ben öpöz Türk’üm’ diyor ve yeğenlerine doğruluk dürüstlük ve aile bağları üzerine dersler veriyor…

Son olarak; dizimizin bir an önce yayından kalkması ile ilgili güzel dileklerinizi de kendinize saklayın. Siz beğenmiyorsanız, izlemezsiniz, 200 tane daha kanal var. Ama O işten 150 kişi ekmek yiyiyor ve hepsi sabahlara kadar emek harcayarak çalışıyor.”

BEĞENİYE SUNULAN HER ESER ELEŞTİRİYE AÇIKTIR...

Güneyer’in açıklamaları böyle.

Tayfun Bey’e önerim, benim “linç etme” iştahımla “uydurduğum” o yazının yer aldığı sitelerde haberlerin altına seyircilerden gelen yorumları bir okuması.

Bir de bu kadar alıngan olmaması. Beğeniye sunulan her eser eleştiriye açıktır. Einstein’ın dediği gibi, “Eleştiriyi kabul etmeyen, başarısına inandıracak kimseyi bulamaz.”

Evet, Güneyer dizinin “Türk Malı Aile Komedisi” olduğu konusunda haklı. Ama siz dizinin sonuna parantezle ister “Yeni Balya”, isterseniz “Aile Komedisi” ekleyin, gerçekte “Türk Malı” diyerek neyi kastettiğinizi hepimiz biliyoruz.

Komşusunun hizmetçisine sürekli sarkan ikinci bir ana karakter barındıran dizinin, aile bağları üzerine dersler(?) verdiğini iddia etmek gerçekten komik.

Dizinin yayından kalkması meselesine gelince... Bu bir dilek değil. Dizinin aldığı reytingler ortada. Geçen hafta Tüm Kişiler’de 2.70, AB’de 1.93 almış bir işten bahsediyoruz. Televizyona iş yapan herkes, bu reytinglerle bir dizinin yayın hayatına devam edemeyeceğini bilir.

O 150 kişi de bir televizyon eleştirmeninin yazdığı yazıyla ekmeğinden olmaz.

Altı üstü bir köşe yazısı, ülke meselesi değil ya!

Onları ekmeğinden edecek biri varsa o kişi ya yeteneksiz oyuncudur ya da bir önceki dizinin dikkat çekmiş olmasının iştahıyla aynı işi ekrana sürüp üzerine bir şey ekleyemediğinden tekrara düşen senarist...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp