Obradovic işte bu yüzden büyük coach... Kriz aşmak onun işi... Geçen yıl Real Madrid’le oynanan Play-Off serisini hatırlayalım... Vesely’nin sakatlığı sonrası pota altında baş gösteren krizde Nikola Kalinic’ten pivot yaratıp, rakibini şaşırtmıştı. Dün yine aynı Real Madrid karşısında bu özelliğini bir kez daha gösterirken, bu defa vitrine James Nunnally’yi çıkardı.

F.Bahçe’ye geldiği günden bu yana bocalama sürecini atlattı atlatacak diye “gözünün içine bakılan”, özellikle Bogdanovic’in sakatlığı, Datome’nin de formsuzluğuyla gözler üzerine çevrilen, ama bir türlü bekleneni veremeyen ABD’li şutör, dün nihayet Sarı-Lacivertli forma altındaki “elitler kulübüne” dahil oldu.

Kanarya’nın, yükselişe geçen Real Madrid karşısında işinin zor olduğu aşikardı. İlk çeyrekte işler iyi gider gibi görünse de ikinci çeyrekte Hunter’la hemen hemen her ikili oyunda potaya gidip birbirinin kopyası kolay basketler bulan İspanyol ekibi, bu oyuncudan 12 sayı çıkarınca oyunun da hakimiyetini eline geçirdi.

F.Bahçe ikili oyun savunmasındaki eşleşme problemine oyunun ikinci yarısında yardım getirerek çözüm bulmaya çabaladı. Üçüncü çeyrekte bu anlamda savunma odaklı oyun skoru sınırlasa da Kanarya’nın oyunda dengeyi kurmasını sağladı. Ancak son çeyrekte bu kez Randolph, içeriye kapanan F.Bahçe’ye dışarıdan cezayı kesince maç yine krize girdi. Bu bölümde Sloukas ve Nunnally’nin çizgi gerisinden Kanarya’yı ayakta tutmasıyla oyun resmen “düelloya” dönüştü. Sloukas’ın 5 faulle oyun dışı kalması sonrası direksiyon 1.78’lik Dixon’ın elindeydi. 1-2 kritik top kaybı yapsa da ters eşleşmeyi iyi değerlendirip, potaya gidip Lull’la faul çizgisinden öne fırlayan Real Madrid’e karşı takımını 39.44’te yeniden eşitliğe taşıdı. Ardından da Carroll’un faulü sonrası bitime 1.7 saniye kala maçın yıldızı James Nunnally’ye F.Bahçe’ye seriyi sürdürmesini sağlayan galibiyeti getiren sayıyı atma fırsatı geldi. Açıkçası dünkü performansıyla bu onuru da fazlasıyla hak etmişti ve Sarı-Lacivertliler’e ivme kazandıracak galibiyete imzayı atıverdi.

Evet, F.Bahçe dün yine “bildiğimiz ve alıştığımız” çizgisinde değildi belki... Ama bu sezon üst üste 3 maç kaybettikten sonra en önemli karakteristik özelliğini, kazanma alışkanlığını sürdürme anlamında önemli bir virajı geride bırakdı.

Obradovic, bu takımın forma gireceğini söylemişti. Kanarya’nın takımca hala zamana ihtiyacı olduğu da ortada... Bocalama sürecini dünkü gibi kritik maçları kazanarak devam ettirmesi bu açıdan memnuniyet verici...