Top
20/10/2022

Hegemonya nedir hatırlamak ister misiniz?

B.

Albertus Magnus'un eseridir, "Hayvanlar Hakkında Kitap" demektir.

Ortaçağ insanının zihin dünyasını ve hayata nasıl baktığını anlamak için oldukça faydalı bir eserdir. İçinde yılanların türlerinden tutun "erkeklerin saçları neden döküldü" ye kadar onlarca mevzuda değişik yorum ve bilgilendirme bulabilirsiniz.

Henüz talebeyken Latince dersine talim olsun diye okumuştuk bir kısmını. Şimdi zaman zaman Latince çalışmak istediğimde açar bakarım.

Birkaç sene evvel bir kısım dikkatimi çekmişti. Balıklar üzerine mülahazalarını anlatırken diyordu ki Albertus Magnus "ellerinin ayaklarının olmaması ve yüzgeçlere sahip olmaları balıkları müşterek kılar ancak bu müşterekliğin haricinde hiçbir balık birbirinin aynı değildir; dahası her birisi birbirinin düşmanıdır."

Her ne kadar bizler suyun dışından bakınca büyük bir harmoni ve birbirini tamamlayan bir dünya görsek de, suyun içinde esasen birbirini yemek üzere fırsat kolluyorlar. Balıkçının tezgahında çok sevimli görünen Boğaz'ın en lezzetli balığı lüfer meğer denizlerin katil avcısıymış. Defne yaprağından kofanaya ulaşana kadar yemediği bir balina kalırmış meğer. Mesele değil, işin orası balıkların kendi iç meselesi. Biz yediğimiz lüferin lezzetine bakarız.

Albertus Magnus'un "birbirlerine benziyor görünmeleri sizi şaşırtmasın" sözünü kendime bir süredir şiar edindim. O çok harmonik duran abilerin ve ablaların her biri aslında bir başka ekosistem sahibi oldukları için kendi iç savaşlarını veriyorlar biz farkında değiliz.

Bu gereğinden fazla büyümüş ve birden fazla çeşidi barındıran her hareket için cari bir düsturdur. Kendi temadisi için yemeyeceği eş dost ve düşman yoktur bunlar için. Dahası bu alemin gayrimetluv kuralı der ki; o zalim lüfer ile istediğin kadar iyi geçin, er ya da geç seni yiyecektir.

OPEC, geçtiğimiz hafta ekonomik kaygılarla petrol üretimini önemli oranda düşüreceğini açıkladı. Buna mukabil Amerika, Suudi Arabistan'ı Rusya'ya destek vermekle suçladı. Hatta Amerika Suudi Arabistan'a silah satmama tehdidinde bulundu. Yahu zaten Suudi Arabistan onlarca yıldır sırf Amerika kendisine musallat olmasın diye hiç ihtiyacı olmadığı halde silahlanmaya saçma sapan yatırım yapan bir devlet. Öyle ki ekonomisi hiç tükenmez sanılan ve cennetten gelen Nil misali zenginlik olduğu var sayılan ekonomisi açık vermeye başladı. KDV nedir bilmeyen Suud halkı KDV ile tanıştı, ülkenin vergi rejimi değişti. Bu mutlak tabiiyet düzeni içinde kendi ekonomik çıkarlarını düşünerek attığı en ufak adım ihanet ile itham edilmesine sebebiyet verdi Muhammed Bin Selman'ın. Vallahi şaşırdık, Muhammed Bin Selman beklemediğimiz bir refleks ortaya koydu ve bunun kendi kararı olduğunun altını çizdi.

Birkaç yıl öncesine kadar sahip olduğumuz bir haleti ruhiye idi bu. Acaba o kendisine her türlü sevimliliği bir hizmet olarak sunmaya gayret ettiğimiz sevgili devimiz büyüğümüz lüferimiz Amerika bizi de yiyecek mi? Bir vakit geldi ki postu en azından ucuza deldirmemek ve kendi varlığımızı kendimizce kıymetlendirmek için bir başka düzene geçtik işte o haleti ruhiyeyi de unuttuk. Dahası başkalarına da kötü örnek olduk. Öyle görünüyor ki önümüzdeki dönem Amerika'nın hegemonyal düzenini birkaç bölgede birden yitireceği günlere gebe.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp