Top
18/01/2024

Yeni siyasal akreditasyon mümkün mü?

B.

"Ortada fol yok yumurta yokken, CHP birdenbire PKK'nın siyasal yapısıyla ortaklık kurdu ve ortalık karıştı. Millet İttifakı'nın milliyetçi yüzü olan İYİ Parti bu duruma çok bozuldu ve ittifakı dağıttı" dese birisi size sanırım çok bozulur ve " dalga mı geçiyorsun be adam? Bu ittifak dün tesis edilmedi ki; durup dururken buna bozulmuş olabilir mi İyi Parti?" dersiniz muhtemelen.

İzah edilmesi oldukça müşkül olan bu birliktelik uzunca bir süre Yavuz Ağıralioğlu'nun şahsi imajı ve sermayesiyle kotarılmaya çalışıldı. Derken Ağıralioğlu'nun sermayesi de tükenip, durumu kurtarmaya yetmeyince, patavatsız şehzade meselindeki lala gibi Ağıralioğlu "E artık ben ne yapayım?" dedi de bir başka siyasal istikamet arama ihtiyacı hissetti. Doğrusu anlaşılır bir tutumdu bu, zira yarına izahatsiz aktarılması mümkün olmayan bir sabıka kaydı gibi siyasal biyografinizde yer edecek böylesi bir defoyu kendi vicdanına dahi kabul ettiremeyen bir kimsenin, sebepsiz yere taşıması oldukça müşküldü.

Neresinden bakarsanız bakın izahı oldukça müşkül, geçmişe dönük okuması oldukça sıkıntılı bir durum ortaya koydu bu yaşanmışlık. Evirip gevelemenin âlemi yoktur; kurmuş oldukları ittifak sebebiyle İyi Parti uzunca bir süre HDP'yi kâh eleştirerek kâh sessiz kalarak meşrulaştırmıştır. Son kertede, bu çizginin İyi Parti'ye önemli oranda kaybettirdiği artık gizlenemez bir hakikat olarak karşımıza çıkmıştı. İlk mektep usulü sağlamasını yapacak olursak bu iddianın, son günlerde önümüze gelen kamuoyu araştırmaları, İyi Parti'nin oylarının görmüş olduğu dip seviyeye nazaran bir miktar yükselmiş olduğuna delalet ediyor. Bu kısmi kıpırdanış ve nispi yükseliş İyi Parti'nin CHP siyasetinden ve ittifakından uzaklaşmasıyla mümkün oldu. Sağır Sultan'ın bildiği hakikat budur. Olmazı oldurmaya çalışmak, olmazın bir başka şekliyle yeniden ortaya çıkmasıyla neticelenmişti.

Gelelim İyi Parti'nin PKK siyasetiyle ittifak yapan CHP'ye olan isyanına. Farklı siyasal referanslar üzerinden gerçekleştirilmek istenen yeni bir siyasal akreditasyon çabasıyla karşı karşıyayız. Geçtiğimiz dönemde siyasal akreditasyonunu AK Parti karşıtlığı üzerinden gerçekleştiren İyi Parti, bu referansın kendisine hiç de münbit bir zemin sunmadığını; zira AK Parti karşıtlığının Türkiye siyasetinde kucaklayıcı bir ana cadde olamayacağını ve bu sahanın CHP tarafından parsellendiğini acı bir şekilde tecrübe etti.

İdeolojik derinliği olmayan bir partidir İyi Parti. Oppozisyonel bir dinamizmle kendisini var etmek durumundadır. Kuruluşunda mülteci karşıtlığı kartını başarılı bir şekilde oynamaktaydı Akşener'in partisi, ancak bu kartı da Ümit Özdağ'ın partisine kaptırdı. Elde yeni siyasal akreditasyonu sağlayacak tek karşıtlık olarak terör ve PKK karşıtlığı kaldı. İşte bu silkeleniş ve yeniden bir hatta yöneliş İyi Parti'nin yeni siyasal akreditasyon çabasının bir tezahürüdür. Sakın safdillik edip "acaba İyi Parti Cumhur İttifakı'na mı katılacak?" diye düşünmeyin. Aksine Meral Akşener, muhalefetteki konumunu tahkim etmek ve partisini CHP'ye yem etmemek için, hatta o çizgide CHP ile başa baş bir konuma yükselebilmek için bu mücadeleyi veriyor. Meral Hanım sanırım hâlâ başbakan olmak istiyor. Bakalım bu yeni söylem İyi Parti'yi nerelere kadar taşıyacak?

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp