Top
01/01/2024

Gerçekten uzakla komplekse mağlubun arasında

B.

Geçtiğimiz bir iki ayın tartışmalarını şöyle bir düşünün. Mustafa Albayrak ile Ümit Zileli'nin Vahdettin hain miydi tartışması...

Şeyh Said tartışması...

Ankaragücü başkanının hakemi yumruklaması hadisesi...

Bir de saçma sapan " Araplar bizi sattı, Filistinliler topraklarını sattı" kavgası...

Nihayet nur topu gibi bir Süper Kupa finali tartışmamız oldu.

Gerçekten ve gerçek şeyler üzerine düşünüp kafa yoramaz oluşumuz toplumsal travmalarımız sebebiyledir.

Onlar kötü biz iyiyiz dediğimi zannetmeyin lütfen.

"Biz" dediklerimiz de travmaların mukabilinde sanal ve saçma gündemler arayıp arayıp durmakta.

Buyurun, bizim geçtiğimiz yakın dönemde üzerine hassasiyetle eğildiği saçma sapan mevzuyu hatırlayın. İslamiyet göğe yükseldi, mevcut insan bakiyesinden memnun değil, kendine yeni bir insan bakiyesi arıyor... Kolektif aşağılık kompleksimize tam olarak hitap eden bu "self orienatlism"in ne kadar çok alıcısı varmış ve nasıl olmuş da bu kadar gündemin merkezine yerleşmiş diye bir düşünün, çok acı hakikatlerle karşılaşacaksınız.

Velakin biz yine ötekinden daha iyi durumdayızdır. Efsaneler ve mitoslarla zihni iğdiş edilmiş bir yığın değiliz en azından. Anlamlı bir birlikteliğimiz, kavgasını verdiğimiz gerçek bir gündemimiz var. Fakat tekrar edeyim, defalarca yineleyeyim ki kendimizin çok çok gerisindeyiz. Ötekinin bir hakikati yoktur, ne bulursa anlık motivasyon olarak ona sarılıyor. İşte Atatürk, Vahdettin, Abdülhamit, Marmaray'ı Ecevit yaptı vb... Ne bulabilirse.

Tarihe olan bu saplanmışlıkları sebebiyle memleketin en yüce değerini İlber Ortaylı ve şeriki Celal Şengör bellemişler. Celal hocaya da tarihçilik vasfını biçmeleri işte bu sebeptendir.

Gündeliğe ait, gerçek, elle tutulabilir bütün sosyal ve bireysel pratikleri çöktü. Utilitarist bir bayağılıkla donanmış yığından ibarettirler. Sanal bir tarih algısına, üretilmiş mitoslara tutunup, son dirençlerini burada tahkim ediyorlar. Deprem hadisesinde gördüğümüz gibi, bize de faydaları yok; Gazze hadisesinde gördüğümüz gibi, insanlığa da. Müspet bir faydanın, herkesi kuşatan bir değerin etrafında kümelenemiyorlar maalesef. Sanal bir yığıntı oluşturabilme imkanını gören akbabaların üşüştüğü camid bir cesetler topluluğu sanki.

Sakın bununla gurur duymayın, buna sevinmeyin. Bu bir toplumsal iflastır. Bir taraf gerçeklikten alabildiğine uzaklaşmış, diğer taraf komplekslerine mağlup, bırakın diğerini kendisini dahi kendi gerçekliğinde yürütemeyen bir kötürüm. Ve bu kötürüm de maalesef gerçeğe olan mesafesini açmak için kimi zaman edebiyata sığınıyor, kimi zaman öteki ile uğraşıyor; aynı zihnini şişelerle tenvim eden meyhane gediklisi gibi.

Yeni yıl vesile olsun da azıcık silkelenelim niyaz ederim...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp