Top
20/04/2024

Başaracağız…

Türkiye'nin verdiği mücadelenin özünü, işleyişini, nedenlerini, zorunluluğunu anlayamayanların, anlayıp da içselleştirmeyenlerin, kayıtsız kalanların ülkeye hayrı dokunamaz.

Özellikle son 10-12 yıldır ivmelenen küresel kuşatmaya karşı direne direne, çarpışa çarpışa verilen mücadele; enerjiden ekonomiye tam bağımsızlık mücadelesidir. Bu mücadelenin hasmı da; sömürgeci emperyalizmdir, küresel sömürü ve terör baronlarıdır, Evanjelist ve Siyonist odaklardır, onların kullandığı maşalarıdır.

Yeryüzünde bir başka ülke yoktur ki, tüm terör örgütlerinin kuyruklarını birbirine bağlayan ve sözde müttefik olan aktörlerin hedefinde olsun.

Nedir dertleri? Türkiye'yi zapturapta almak, ufalamak, küçülterek, bugününe ve geleceğine hükmetmek, Soğuk Savaş döneminin blok bağımlılığından sıyrılmasını engellemek, merkez ülke Türkiye jeopolitiğinin gereği olarak çıkarları doğrultusunda çok seçenekli, çok bileşenli ilişki dinamiğinin önünü kesmek.

Emperyalizmin karakol işlevli garnizon devletleri olan; İsrail, Yunanistan, Ermenistan yanına PKK/YPG terör örgütü eliyle dördüncüsü de eklenerek, Türkiye'nin merkezinde olduğu jeopolitik sinir uçlarını emperyalizmin çıkarları için kullanabilme hedefini bozan Türkiye emperyalizmin hasmıdır. Verdiğimiz mücadelenin özü de, ruhu da, işleyişi de budur. O yüzden de Türkiye için güvenliğin kapsamı genişlemiştir. Enerjiden, ekonominin her alanına, siyasi ve sosyal süreçlerin ve unsurların her bileşenine yönelik kapsayıcı güvenlik ihtiyacı esastır.

Kabul edilmelidir ki; Türkiye'yi hedefe koyan şer odakları, hamleleri dış cephede sonuç alamadıkça iç cepheye yönelik şer hevesine kapılıyor. PKK/YPG terör örgütünün siyasi kolu DEM, CHP'yi etkisi altına alıyor, gücünden yararlanıyor, DEM'in olduğu belediyelerde İstiklal Marşı okunmasına karşı çıkılıyor, bölücü dil ve uygulamalar yaygınlaştırılmaya çalışılıyor, tüm bunlar için CHP'den tepki gelmiyor. Öte yandan milli teknoloji hamlesinin önemli ismi Selçuk Bayraktar hedefe konuyor, dışarıdan PKK yandaşı emperyalizmin unsurları ona saldırdıkça içerdeki işbirlikçileri daha da azgınlaşıyor.

Tüm bunlara karşı güçlü olmak zorundayız. Enerjide dışa bağımlılığımızı ortadan kaldırmak zorundayız. Yüksek teknoloji üretimimizi yaygınlaştırıp, hızlandırmak zorundayız. Dar gelirli ücretli kesimin dertlerini mutlaka çözmek zorundayız. Sosyal devlet, kerim devlet kimliğini zayıflatılmadan bilakis daha da kuvvetli kılmak zorundayız. Küresel sermayenin emperyalist odakların reçetelerine sorgusuzca itibar etmemek asıl kendi imkan ve kabiliyetlerimizi seferber etmek zorundayız. Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi sistemiyle adaletli adımları hızlıca atmak zorundayız. Gıdada, tarımda tarladan sofraya çiftçinin ürettiğinin emeğinin üstünde haksız kazançları engellemek zorundayız. Enflasyonun ahlak bozucu yanını da ihmal etmeyerek, fırsatçılara, vurgunculara nefes aldırmamak zorundayız. Halktan kopmayan, hiçbir durum karşında asla kibirlenmeyen, kimseye tepeden bakmayan, kendini ulaşılamaz kılmayan, kişisel çıkarlarını ülke ve millet çıkarlarının önüne koymayan, özü sözü bir kadrolarla yılmaz savaşçı ruhuyla tam bağımsızlık mücadelesinden zaferle çıkmak zorundayız. Başaracağız...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp