Top
06/08/2016

FETÖ’ nün küresel efendileri neden Erdoğan’a karşılar?

Küresel baronlar kontrol ettikleri devletler eliyle Türkiye’nin yükselişini durdurmanın çabasındalar. Hedef Türkiye’nin istikrarı, İstiklali ve istikbalidir. Bu üç unsurun toplamı, simgesi ve sentezi Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır ve bu yüzden hedeftir.

15 Temmuz gecesi yaşadıklarımızın geçmişten günümüze nedenleri ve merhalelerine ilişkin her defasında, her fırsatta çok şey söyledik, çok şey yazdık. Ancak ortaya çıkan gerçeklere rağmen meseleleri çarpıtmaya çalışanlara karşı bugüne değin tüm yaşananları bir kez daha hatırlatmaya ihtiyaç var.

Aslında her şey Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Davos’ta “One Minute” çıkışıyla başladı. Küresel sistemi kendi çıkarlarına göre tanzim etmeye çalışan baronların kurduğu düzene çomak sokuldu. Erdoğan hak, hukuk, adalet temelinde işlemeyen mevcut sistemi sorgulamasını inatla sürdürdükçe, küresel baronların rahatsızlığı artmaya başladı, huzurları kaçtı.

Her türlü karalamaya, kara propagandaya, asılsız yakıştırmalara yönelerek, toplumda “Erdoğan nefreti” aşılamaya gayret ettiler. Bu oyun geniş halk kitlelerinde itibar görmedikçe çılgınlaştılar. Teröre yöneldiler. Tek terör örgütüyle yetinmediler. Birden fazlasına ve kuyruklarını birbirine bağlayarak sahaya sürdüler. Türkiye’yi dört koldan kuşatma atında tutarak ülkeyi kaosa sürüklemeyi planladılar.

Önce Gezi kalkışmasıyla,17/25 Aralık hükümeti devirme planlarıyla yol almaya çalıştılar. Başarısız olunca, yılmayan, direnen lideriyle yükselen Türkiye’nin önünün kolayca kesilemeyeceğini anladılar ve topyekun bir saldırıyı planladılar. Bunun için en uygun zamanı beklediler. 40 yıldır avuçlarında tuttukları fetullahçı terör örgütünün devlet içinde sızmış hainlerini, tetikçi, maşa güruhunu harekete geçirdiler.

Ama başaramadılar… Her hamle İstiklal düşkünü Türk milletinin ferasetiyle püskürtüldü. 15 Temmuz gecesi kırılma anı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın küçük cep telefonunun küçük ekranından kocaman bir yürekle ve dimdik duruşla milletiyle kurduğu gönül ve fikir bağıyla verdiği istikametti. O istikamet, istiklale ve demokrasiye sahip çıkma inancı, inadı, kararlılığı ve cesaretiydi. O kırılma anı; geniş halk kitlelerinin inandığı, güvendiği yılmaz liderliğiyle hem hal olma anıydı.

Başardılar… şehitler verdiler yılmadılar… demokrasi destanı yazdılar… Uluslararası proje olarak Türkiye’yi güçsüzleştirmek adına sürdürülen “Erdoğan karşıtlığına” tarihi bir cevap verdiler.

Neden Erdoğan’dan rahatsızlar? Nedir alıp veremedikleri? FETÖ elebaşısı, Batı’ya seslenip; “Türkiye’ye müdahale edin, Erdoğan’ı düşürün” diyerek hala nasıl umutlanabiliyor? Nedir dertleri ?

Bu soruların cevabı basit ve nettir. Türkiye’nin Türkiye’den yönetilmesini istemiyorlar. Tıpkı Soğuk Savaş yılları ve sonrasında olduğu gibi NATO’nun kanat ülkesi olarak ileri karakolu gibi işlev üstlenmesi ve küresel baronlara hizmet eden, mazlumlara sırtını dönen bir ülke olmaktan sıyrıldığı için merkez ülke olmaya başladığı için “Erdoğan karşıtlığında” ısrarcılar. Bu niyetlerini aslında her fırsatta açığa vurdular. Medya eliyle kara propaganda yaparak kirli bir denklemle sonuç almaya çalıştılar. ”Diktatör” yakıştırmasını bu kirli denklemin ürünü olarak yaygınlaştırmaya gayret ettiler, ülke içindeki muhalefet partilerinin sözcülerinin dillerine yapıştırmayı başardılar. FETÖ eliyle bu fitnenin daha fazla etkili olması için her toplumsal katmana bu karalamayı yaymaya çalıştılar. Batı ülkelerinin yayın organlarında bu kirli denklem adına yayınlar yaptılar.

İngiliz The Economist Dergisini de bu kervana kattılar. Bu derginin The World İn 2016 (2016 yılında dünya) kapağında dünyada yerli, yersiz lider yakıştırmasıyla hemen her sima var ama bir tek Erdoğan yok. Esed var, IMF başkanı var, Papa var ve hepsinden önemlisi Hristiyan papaz kostümüyle FETÖ elebaşısı fetullah gülen ‘e benzetilen bir sima var ama Erdoğan yok. Bubir mesaj. 2016 yılında Esed olacak, papaz kılıklı fetullah gülen olacak ama Erdoğan olmayacak. Bu bir oyun. Halkın %52 sinin oyunu alarak Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan’a karşı başlatılan kirli bir oyun. Faşist bir oyun. Emperyalist bir oyun. Bu oyunu 15 Temmuz gecesi Türk Milleti bozdu. Tıpkı Çanakkale de olduğu gibi…İstiklal savaşında olduğu gibi… 15 Temmuz’dan bugüne tuttuğumuz “İstiklal ve Demokrasi Nöbetimizi” yarın saat 17.00 de Yenikapı’da taçlandırıyoruz… Bu toprakların bağımsızlık düşkünü, ülke sevdalısı herkesi o meydana bekliyoruz…

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp