Gazi Mustafa Kemal Atatürk, CHP yönetiminden neler bekler sorusu; CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, "Atatürk CHP'den neler bekler" sorusuna; "Atatürk, partisini iktidar yapmanızı bekler", "Atatürk Sinop'a gidin diyor", "Atatürk, Erzurum'da çalışın diyor", "İstanbul'u kaybetmeyin, İzmir'de rekor kırın diyor", "Bilecik'i geri alın diyor" diyerek cevap vermesi nedeniyle bu defa tarafımızca sorulmuştur.
Her şeyden önce Atatürk'e bu soru sorulabilse ve oda cevap verebilse ilk söyleyeceği; " ben ülkenin ortak değeriyim, ben kimsenin tekelinde değilim ama CHP yönetiminden beklentimi de söylemek isterim. Hatta bu beklentim ülkeyi yöneten ve yönetmeye talip tüm siyasi partilerden de beklentimdir."
"100 yıl önce emperyalizme karşı verdiğimiz milli mücadelenin, bugün de sürdüğünü görüyorum. FETÖ, DEAŞ, PKK terör örgütleri emperyalizmin maşaları olarak, Türkiye'ye karşı mücadele içindeler. Türkiye, bu maşa terör örgütlerine karşı mücadele ederken, aslında arkalarındaki emperyalizme karşı savaşıyor. Türkiye; Irak'tan, Suriye'den PKK terör örgütü eliyle emperyalizmin hedefindedir. Buna karşı mücadele terörün kaynağında yapılmalıdır ve bunun için Mehmetçik buradadır ve kararlılıkla mücadele etmektedir.
CHP olarak, PKK terör örgütünün siyasi kolu HDP/DEM'in, "birlikte yol yürüyeceksek bunun ilk adımı tezkereye hayır oyu vermektir" çağrısına uyup, Mehmetçiğin Gazi Meclis'ten istediği Suriye-Irak sınır ötesi operasyon tezkeresine hayır oyu vermemeni, aynı şekilde Libya tezkeresine de yine HDP/DEM ile birlikte hayır oyu vermemeni beklerdim. Böylece emperyalizmi ve terör maşalarını sevindirmemeni isterdim.
Diğer yandan ABD emperyalizminin FETÖ maşası eliyle denediği 15 Temmuz kalkışması, sadece bir darbe teşebbüsü değil, esasen Türkiye'nin iç cephesine yönelik kaos planıydı. Başaramadılar, halkın ve siyasi liderliğin güçlü iradesiyle, vatansever güvenlik güçlerinin mücadelesiyle şer hedef bozguna uğratıldı.
15 Temmuz zaferini gölgelemeyi hedefleyen FETÖ lügatinden çıkmış olan, "kontrol darbe" tabirini CHP yönetiminin diline dolanmasını beklemezdim.
Cumhuriyetin ilk yıllarının, milli savunma sanayi hedefine bugün ulaşılıyor olmasının mutluluğunu sizlerin de coşkuyla paylaşmanızı beklerdim. Devrim otomobilinin öcünün TOGG'la alındığını, Cumhuriyetin ilk yıllarının girişimci ve mühendisleri Nuri Demirağ'ların, Vecihi Hürkuş'ların, Şakir Zümre'lerin, Nuri Killigil'lerin intikamının, milli teknoloji hamlesiyle savunma sanayiinde yerli-milli ürünler olarak üretilen; gemilerle, tanklarla, toplarla, füzelerle, helikopterlerle, insanlı-insansız hava araçlarıyla, uçaklarla alındığını görerek, sahip çıkmanızı beklerdim. Teknofest gençliğiyle gurur duymanızı isterdim.
İstikbal göklerdedir sözümü yerine getiren KAAN milli muharip uçağın heyecanını yaymanızı beklerdim.
Emperyalizmin maşası PKK terör örgütünün siyasi koluyla her seçim dönemi açık-örtülü işbirliğine hevesli olmamanızı isterdim. Şimdi de adına "kent uzlaşısı" dediğiniz bir başka işbirliği modeline girişmemenizi beklerdim.
Tam bağımsız Türkiye hedefinde ve mücadelesinde iktidara köstek olmaya çalışmanızı değil, yarışmanızı isterdim.
Sonuç olarak, Türkiye'nin istiklal yürüyüşünde enerjiden ekonomiye tam bağımsız Türkiye hedefinde ve mücadelesinde değil de, sadece seçimlerde oy hesabında benim adımı kullanmanızı da asla istemezdim."
