Top
17/09/2023

Birkaç farklı anekdot

Trafik ile ilgili

Dünyada ve ülkemizde özel araçların kontrolsüz bir şekilde yaygınlaşması; trafik sıkışıklığı, gereksiz kaynak kaybı ve çevre kirliliğini beraberinde getirmekte ve trafik kazası olma olasılığını da artırmaktadır.

Trafiğin akışkanlığını artırmak ve mevcut trafiğe akıllıca yanıt verebilmek için trafik ışığı ağlarının organizasyonu ve senkronizasyonu büyük önem taşımaktadır.

Şehir içi ve şehir dışı trafiğinin aynı güzergâhı kullandığı şehirlerimizin ışıklandırmaları çok dikkatli yapılmalıdır. Özellikle sanayi bölgeleri ve AVM'lerin olduğu yerlerde trafik yoğunluk saatlerine uygun adaptasyon yapılmalıdır.

Belirli saatlerde trafiğin yoğun olduğu lokasyonlarda trafik ışıkları yoğunluğun olmadığı saatlerdeki gibi herhangi bir adaptasyon yapılmadan aynı şekilde çalışmakta ve bu durum gereksiz yere trafik sıkışıklığına neden olabilmektedir. Bu sorunların üzerinden akıllı ışıklandırma sistemleriyle çok rahat gelinebileceğini düşünüyor ve ilgililere iletmek istiyorum.

Dikkat çekmek istediğim bir diğer husus ise, bazı şehirlerimizin girişlerinde güvenlik güçlerimizin uygulama yapmak niyetiyle yolu daraltmaları fakat çoğu kere herhangi bir görevli olmadığı ve herhangi bir uygulama yapılmadığı konusudur. Bazı yerlerde ilgili görevlilerin çay kahve molasında oldukları gözlemlenmektedir.

Bu uygulamaların belki mantıklı bir izahı vardır ama ortada trafiği daraltmaktan başka bir şey olmadığı da bir vakıadır.

Bazı şehirlerimizin girişlerindeki mobil kontrol araçlarının ki modern ülkelerde pek az görülmektedir, gerekliliğini yetkililerimizin düşünmesini arzu ediyorum.

Kontroller yapılmalıdır, hatta sadece hız-radar kontrolü değil, sinyal ışıklarından hatalı sollamalara kadar her şey kontrol edilmelidir. Hele iki-üç şeridin tamamını aynı anda kapatıp yolları küçük araçlara kapatan özellikle TIR ve tüm ağır vasıtalar kontrol edilmelidir.

Kentsel trafiği iyileştirmek için yeterli kararlılık sağlanırsa, az sayıda kaynakla büyük bir ilerleme kaydedilebilir.

Hafif ticari araç konusu

Merakımı bağışlasınlar. Marka ismine gerek yok, hepsi aynı. Tüm hafif ticari araç sürücüleri benzer davranışları nasıl yaparlar diye düşünmeden kendimi alamıyorum. Araç sollamalarından tutun da diğer tüm davranışlarına kadar... Sanki hepsi aynı yerde aynı eğitimi almışlar.

Cesaret ve müstehcenlik

Türk dil kurumu sözcüklerine baktığımız zaman cesaretin tanımı "güç ve tehlikeli bir işe girişirken kişinin kendini bulduğu güven, cüret" olarak tanımlanmaktadır. Basınımızda özellikle genç kızlarımızın, kadınlarımızın aşırı açık saçık giyinmelerine -adeta ödüllendirircesine- "cesur poz", "cüretkâr", "cesaretli görüntü" ismi verilerek algı oluşturulmaktadır.

Esasında "müstehcen" olarak nitelendirilmesi gereken bu görüntülerin cesur poz, cüretkâr giyim adı altında gençlerimize pompalanması, hangi pozun cesur hangi pozun müstehcen olduğunun anlaşılamaması sonucunu doğurmaktadır. Gençlerimiz ve çocuklarımız cesur, daha cesur derken acaba "en cesuru nedir?" diye düşünmeye zorlanıyor. İşte en tehlikelisi de bu zihinsel zorlamadır.

Dolayısıyla burada oynanan kelime oyunun kasıtlı olduğunu ve toplum ahlakına yönelik ciddi bir tehdit oluşturduğunu düşünmekteyim. RTÜK ve halkımızın bu konuya gerekli hassasiyeti göstermesini temenni ediyorum.

Transfer konusu

Transfer döneminin bitmesine yaklaştığımız bugünlerde, dünyanın sayılı kulüplerinde oynayan oyuncuların Türkiye'ye akın akın gelmesini gerçekten gıpta ile izliyorum. Bunu başaran kulüplerimizi tebrik ediyorum fakat anlamadığım bir konuyu da ifade etmek istiyorum. Türkiye'deki bazı takımları yabancı futbolcular o kadar çok seviyor ki, Avrupa'da oynarken aldığı ücretin beşte birine, onda birine ülkemizdeki takımlarda oynamayı kabul ediyorlar ki bu yönüyle de onları tebrik ediyorum. Bu konuyu yetkililerimizin irdeleyeceğini düşünüyorum.

Bilvesile uluslararası alanda takımlarımıza başarılar diliyorum.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp