Top
10/09/2017

Vefalı Türk Geldi Yine!

Osmanlı sonrası çok büyük bir kaosun ve bunun zaruri neticesi olarak zulmün, acının içine itilen İslam coğrafyası, kelimenin tam anlamıyla kan ağlıyor.

Ne hazin, ne korkunç manzaradır ki Arakan’da bir halk ölüyor, bir millet yok oluyor; ama ülkemiz hariç bütün dünya susuyor.

Peki, Arakanlı Müslümanlar neden katlediliyor?

Neden dünya bu zulme kör ve sağır?

Aslında bu zulüm, bu soykırım iğrenç bir projedir.

Bölgenin tamamıyla Müslümanlardan temizlenmesi ve zengin yeraltı, yerüstü kaynaklarının vahşi kapitalizmin hizmetine sunulması amaçlanıyor.

Myanmar rejimi bölgede Müslüman bırakmamayı planlarken, Batı da bölgenin doğal zenginliklerine el koyabilmek için kaos ve kargaşaya şimdilik göz yumuyor ve bir yerden sonra da bölgeye kurtarıcı (!) rolüyle yerleşmeyi hedefliyor.

Tıpkı Irak’ta, Suriye’de ve diğer bölgelerde olduğu gibi…

Soykırım büyük bir insanlık suçudur. Ona seyirci kalan da işleyen kadar günahkâr ve zalimdir. Hiçbir tarihi vesikayla belgelenemeyen, olmayan, yapılmayan sözde Ermeni Soykırımını ısıtıp ısıtıp gündeme getiren çarpık ideolojiler, en büyük soykırımın yapıldığı Arakan’ı maalesef göremiyor.

Peygamber Efendimiz; “Müminin mümine karşı durumu, bir parçası diğer parçasını sımsıkı kenetleyip tutan binalar gibidir.” buyurmuştur. Hazreti Peygamber bu sözünü iki elinin parmaklarını birbiri arasına kenetleyerek açıklamıştır.

Peki, neden Türkiye’nin dışında başka bir İslam devletinden ses çıkmıyor?

Yaşanan soykırım karşısında Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye Cumhuriyeti’nin tavrını, onurlu ve insani bir şekilde ortaya koyarak, “Arakan’ın bizimle ne ilgisi var, bu işe niye karışıyoruz?' bu tür serzenişlerde bulunanları görüyorum. Bu tür ifadeleri dile getirenler, her şeyden önce tarihlerini bilmiyorlar, ecdadımızı tanımıyorlar. Bu çevreler, bizim Myanmar'da şehitliğimiz olduğunun dahi farkında değiller. Evet, belki bize Arakan coğrafi olarak uzaktır ama tıpkı Pakistan gibi, tıpkı Hindistan gibi, tıpkı bölgedeki pek çok başka yer gibi orası da gönül dünyamızın sınırları içindedir. Bunu böyle bilelim. Bu topraklarda ecdadımızın, Thayet Türk Şehitliği bulunduğu bir gerçektir. Arakan bizim bir parçamızdır! Yaklaşık bir asır önce bize yardım için aralarında topladıkları otuz beş bin altını gönderen kardeşlerimize bütün dünya gibi sırtımızı dönemeyiz.” şeklinde özetlemiştir.

Aynı şekilde Sayın Cumhurbaşkanımızın girişimleri sayesinde bölgeye insani yardım koridoru açılmış ve çok sayıda ülke liderleriyle yapılan görüşmeler neticesi dünyanın dikkati bölge üzerine yoğunlaştırılmıştır.

Hükümetimizin Bangladeş’e Arakanlı kardeşlerimize kapılarınızı açın tüm masrafları biz karşılarız çağrısı da son derece önemlidir.

Sayın Emine Erdoğan Hanımefendinin Bangladeş ziyareti de soykırım ve zulüm karşısında sesi çıkmayan insanlığa karşı “Vefalı Türk Geldi Yine” türküsünün ete kemiğe bürünmüş halidir.

Hanımefendinin o kamplarda bağrına bastığı mazlum anne ve çocuklar Türkiye'nin şefkat dolu yüreğinin yansımasıdır.

Esasında ülkemizi ayakta tutan da bağrımıza bastığımız mazlumların duası değil midir?

Bütün bir dünya sessiz kalsa dahi, bizler bu vahşetin, bu zulmün son bulması için elimizden geleni yapacağız! Gayret edeceğiz, dua edeceğiz, yardım edeceğiz. İbrahim’e su taşıyan karınca misali en azından safımızı belli edeceğiz! Değil mi ki her zulmün bir sonu vardır.

Selam ve dua ile…

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp