Korkarım, sahaya atılan su şişesi, bozuk para, çakmak, bu sezondan sonra kalıcı olacak; eğer Türk futbolunun kendilerine ihtiyacı olduğu iddiasıyla yönetenlerin tavrı ya da kendileri değişmezse! Dün gece ilk yarı boyunca sahada oynayanları ve teknik kadroları etkileyecek, hatrı sayılır sayıda yabancı madde atıldı. İkinci yarıysa sayısı azalarak bitti. Tıpkı ilk yarı sahada futbolun alev alıp, ikinci yarı her geçen dakika yavaş yavaş korlanması gibi. Trabzonspor iki maçtır ilk yarılarda bir şeyler yapmaya çabalıyor, ancak olmuyor. Gaziantep maçının ikinci yarısı, rakibin gücüyle orantılı, yapamadıklarını telafi fırsatı vermişti. Bu kez Samsunspor buna izin vermedi. Topu bariz şekilde ilk yarıya oranla Samsunspor yarı sahasında tutabildiler. Ancak bu da kendilerinden çok, rakibinin buna müsade edip, kontra kovalama arayışında olmasından kaynaklandı. Joaquin Fernandez'in ikinci yarının başında kenara alınması, savunmada hata ihtimalini azalttı. Onun yerine geçen İngiliz kulüplerinin kıskacındaki Batista Mendy savunmanın göbeğine güven getirdi. Geriden oyun kurarken de pozisyon alırken de Fernandez'in yürekleri ağza getiren hataları yoktu. Uğurcan ile birlikte Fernandez'in performansı skorun 3-1'e gelmesinde etkiliydi. Trabzonspor'un kalan maçlarda hedefl erine ulaşabilmesi için çözmesi gereken sorun, top kendilerindeyken mesafe kat etmeyen paslaşmalar. Özellikle ilk kırk beş dakikada çok barizdi. Rakibin baskısını kırmak için geriden topu kullanırken paslaşıyor, ancak adam eksiltecek verimliliğe dönüşmüyordu. Böyle olunca ileride tek kalan Onuachu, yalnızları oynuyor, sadece kendisine atılan uzun topları indirmeye çalışıyordu. Samsunspor oyunu kendi kalesinin önünde kabul edip, öndeki baskı mesafesini geri çektiği için çözülebildi. Markus Gisdol uçup kaçmayan, ayakları yere basan, gerçekçi bir oyun planıyla, bir büyük maçta daha takımını iyi oynattı. Bu topraklarda nasıl "Hollandalı hocayla olmaz" inanışı varsa, Alman hoca her zaman iş yapar savını daha da kuvvetlendirdi. Samsunspor iyi takım. İyi de hocaları var. Gelecek yıllarda ligin baş altı takımı olmaya göz kırpıyorlar. Elbette istikrarlarını bozmazlarsa.
