Top
Hüseyin Besli

Hüseyin Besli

atifhuseyin@gmail.com

23/04/2015

Anlamadığım şey; yargıç bağımsızlığı

1 Yargının tarafsızlığı tamam. Ama yargıçların bağımsızlığını anlayamıyorum. İster kadim geleneklere, İster modern uygulamalara bakalım; Önemli karar verme süreçlerinde arzulanan ve istenenin katılımcılık ve çoğulculuk olduğunu görüyoruz. Bu bağlamda ‘istişare’ ya da ‘ortak akıl’ kavramları tam da meselenin özeti gibidir. 2 Hal böyleyken; Üstelik ‘adalet’ gibi insanlık için var oluşun ve hayatı idame ettirmenin olmazsa olmazı bir durum söz konusu iken; Birey aklının ve kararının kutsanmasını anlamak benim idrakimi zorlayan bir durum. Son gelişmeler ışığında; Bir uçağın idaresi bile bir kişiye bırakılmazken, Bir köy derneğinde bile başkan yönetim kurulundan bağımsız hareket edemezken, Devlet yönetimi, bırakın bir kişiyi bir kuruma bile bırakılmaz, birbirini denetleyen ve dengeleyen unsurlarla inşa edilirken; ‘Adaleti’ bir tek kişinin ‘vicdan’ından beklemek nasıl mümkün olabilir. 3 Bir televizyon programında Osman Can’ı dinliyordum göz ucuyla; Bir ara ‘adaletin toplumsallaşmasından’ bahsediyor gibi algıladım. Heyecanlandım; AK Parti nihayet bir ezberi daha bozuyor mu diye? AK Parti’nin Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından okunan Seçim Beyannamesi’ni (Toplumsal Sözleşme Taslağı) yayımlandığı gün okumuştum. Osman Can’ın söylediklerinden sonra bir kez daha baktım; acaba dikkat etmedim, gözden kaçırdım mı diye? Hayır. Bu bağlamda gözden kaçırdığım bir şey yok. Osman Can’ın söylediklerini destekleyecek genel hükümler var tabii ki beyannamede. Mesela 43. Madde: “Nihai hedefimiz evrensel ölçekte çoğulcu, eşitlikçi ve katılımcı demokrasiyi hayatın bütün alanlarında yaşanır kılmaktır” diyor. ‘Hayatın bütün alanları’ içine adaletin, yargının da girdiğini söyleyebiliriz doğal olarak. Ama yanılmışız. Aynı beyannamenin 53. Maddesi şöyle diyor çünkü: “Hukuk düzenine her bir yargıcın objektif hukuk normları içinde tek başına ve sadece kendi vicdanı ile karar vermesini sağlayacak bir işlerlik kazandırılacak.” 4 Yani değişen bir şey yok. Adaleti yargıçlar tek başına ve sadece kendi vicdanları ile sağlamaya devam edecekler. Adalet her an, hayata dair çok az bilgisi olan yargıçların, Sabah evden çıkarken eşiyle kavga edip, gün boyu onun etkisinden kurtulamayan; Ve hatta, modern toplumlarda çokça şahit olduğumuz türden cinnet geçiren ve/veya bunayan yargıçların (tek tek) Tasallutuna maruz kalacaktır. Oysa adalet, Bir tek insanın aklına ve vicdanına bırakılmayacak kadar hayatidir, Öyle değil mi?

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp