1 Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan İstanbul’da yaptığı ‘Vizyon Belgesi’ açıklamasında en çok Filistin meselesi üzerinde durdu ve bir kez daha açık ve net olarak İsrail-Filistin çatışmasında Filistin’in yanında yer aldığını/alacağını ortaya koydu. Diğer bir aday İhsanoğlu da geçenlerde Filistin hakkında konuşmuştu hatırlayacağımız gibi ve mealen “biz bu meseleye karışmamalıyız, tarafsız kalmalıyız” gibi laflar etmişti. İşte fark bu. Kimin kazanıp-kaybedeceğini, Kimin ne kadar oy alacağını, Kimin kime ne kadar fark atacağının göstergesidir bu durum.

2 Tayyip Erdoğan’ın Filistin’den yana duruşu samimi, sahici, içten bir duruştur, buna eminim. Ancak siyasi bir faydayla meseleye baktığımızda da Filistin’in yanında olmanın büyük getirisi olduğu aşikardır. Çünkü Filistin meselesi bu millet için neredeyse üzerinde ittifak edilen bir-iki meseleden birisidir. Bütün fraksiyonlarıyla eski solcular için Filistin, devrimi öğrendikleri ve ilk pratiklerini yaptıkları bir ana yurdun mesabesindedir. Keza ülkücüler içinde mücadele pratiğinin öğrenildiği ve imrenildiği yerdir Filistin. Dindarlar içinse daha da önemlidir. Bir, İsrail bir yahudi devletidir zaten, İki, Filistinliler dinlerini, ırzlarını, onurlarını, geçmişini-geleceğini korumaya çalışıp bir varoluş mücadelesi vermektedir. Bir tarafta zalim İsrail Bir tarafta mazlum Filistin vardır.

3 Buna rağmen bu ittifakın içinde yer almayan hatta karşı çıkan Fransızlar yok mudur, vardır tabi. Vardır da... İşte önümüzdeki seçimlerde Ekmeleddin İhsanoğlu Türkiye’de ne kadar Fransız (Filistin meselesine fransız) varsa o kadar oy alacak; Tayyip Erdoğan ise bu konuda oluşan ittifakın oyunu alacaktır. Bu nedenle söyledik Aradaki fark Filistin kadardır.