1 Hepimizin bildiği karınca hikâyesinin iki versiyonu da önemlidir ve aslında aynı şeyi söylemektedir. Hatırlayalım; birincisi; hani Firavun’un Hz. İbrahim’i öldürmek için yaktığı ateşe su taşırken sormuşlar, bu kadarcık su ile mi yangını söndüreceksin?... İkincisi; hacca gidiyormuş, sormuşlar, bu ayaklarla mı?...

2 Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin içindeyiz. Yaklaşık bir ay sonra, büyük bir kaza bela olmaz ise (Allah korusun)... Daha dün dindar kişiliği nedeniyle aşağılanan, tahkir edilen, hatta yok sayılan R. Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olacak. Bununla beraber, Erdoğan’ın karşısına çıkarılan dört-beş partinin ortak adayının aday belirlenmesinin tek nedeni İslami kesime ait olması. Gel de kullanma, nereden nereye? Dün sadece siyasi arenada değil, hayatın bütün alanlarında İslam yok sayılırken; Bugün Türkiye’de siyasetin tamamı, Mücahit Bilici’nin tanımlamasıyla ‘İslam içi’ bir mesele haline geldi. Yani binlerce karıncanın taşıdığı suyla ateş söndü, İbrahim kurtuldu. Küçücük adımlarıyla karınca yolu tamamlayıp menzile ulaştı Kâbe’yi gördü, görünür kıldı. Şimdi bütün gözler İbrahim’de ve Kâbe’de. Bütün gözler zirveye, zirvedeki isimlere bakıyor. Bütün ruhlar ateşi söndürmenin, Kâbe’ye varmanın yani sonuca ulaşmanın sağladığı zafer duygusuyla esrik. Oysa tam bu sırada birileri ya da hepimiz bir an için durup karıncaları hatırlamalı değil miyiz? O karıncalar sayesinde bugünkü muhteşem sonuç tezahür etmedi mi?

3 Karıncalara selam olsun. 1994 yerel seçimlerinde atılan bomba sonucu Samandıra’da seçim irtibat bürosunda ölen delikanlıya selam olsun. 2002 Kasım’ında pankart asmaya çalışırken elektrik teline temas edip hayatını kaybeden partizana selam olsun. Şişli teşkilatında, eşini kaybettiği gece bile teşkilat nöbetini tutmaya kalkışan mahalle temsilcisine selam olsun. Erzurum’da, Yozgat’ın Alaca’sında seçim çalışmasına giden AK Partilileri ses benzerliği nedeniyle ‘AK Parti’ ile ‘Halk Parti’ ayrımını yapamadıkları için baştan, “biz Tayyip’in partisine oy vereceğiz” diyerek ters yüz geri çeviren köylü kadınlara selam olsun. “Benim ömrümden al, Tayyip’in ömrüne ilave et” diyerek Kâbe’de, Medine’de, camide, evde dua eden her bir piri faniye selam olsun. Her halükarda desteğini meşrulaştırmak adına “Tayyip Erdoğan ne zaman sıkışsa Allah ona joker gönderiyor” diyen İbrahimlere selam olsun. Azlığın ağırlığından kurtulmak için ‘bize %6 derler’ isimli yazıyı çoğaltıp, sanki bir manifesto gibi dağıtan ve dolaştıran Milli Görüşçülere selam olsun. Üsküdar’da, Pendik’te, Fatih’te; Ankara’da, İzmir’de, Erzurum’da Tayyip Erdoğan sevgisiyle tanınan deli/divanelere selam olsun. Yoğun suikast ihbarları sonucu arabada Tayyip Erdoğan’ın yerine oturan Alilere selam olsun. Yapılacak her saldırıyı önce ben karşılamalıyım, kurulacak her tuzak önce bana çarpmalı diyen/diyebilen Hasanlara selam olsun. Bir an önce gidilecek yere varmak için, daha fazla sürat için gaz pedalının altındaki pimi kesen Beşirlere, İbrahimlere selam olsun. Kuruluş gecesi hiç uyumadan, kuruluş manifestosu konuşma metnini yetiştirmek için bilgisayar başında sabahlayan Şafilere selam olsun. Bu bir siyasi hareket olmanın yanında bir medeniyet yürüyüşüdür, bize de bu yolculuğu dilini oluşturmak düşmüştür diyen Mustafalara, Gökhanlara selam olsun. Tayyip Erdoğan nikâh şahidim olsun diye düğününü Erdoğan’ın hapisten çıkış tarihinden sonraya erteleyen genç kızlara selam olsun. Sevgisinden, şaşkınlığından ve aşkınlığından ağaçların diline vukufiyet sağlayan sonra da ‘diktiğin ağaçlar da ağlıyordu’ diyen genç adamlara selam olsun. Sandık görevlisi, sokak temsilcisi, mahalle temsilcisi, yönetim kurulu üyesi, kurucu il ve ilçe başkanları... Binlerce karıncaya selam olsun. Adı bilinmeyen, varlığından haberdar olunmayan... Ve daha milyonlarca, milyonlarca, milyonlarca karıncaya selam olsun.