3

Ayrıca. Fethullah Gülen Terör Örgütü’nün silahla irtibatı olmadığı da bir yalandır. İsteyen ve gören gözler için bu konuda onlarca-yüzlerce kaynak bulmak mümkündür. Bu seçim ortamında; malum işleri çoktur, Mustafa Kamalak’a yardım olsun diye; Bir programdan diğerine giderken arabasında bile inceleyebileceği bir kaynağı önermek isterim. Eski İstihbarat Daire Başkanlarından Sabri Uzun’un yazdığı ‘İn’ isimli kitaba bakabilirler. Koskoca kitabı bu yoğunluk içinde nasıl okuyabilirim ki, denirse eğer, sayfa numaralarını da vererek biz iki alıntıyı buraya aktarabiliriz. Sadece yardım olsun diye: Sayfa 29, Sabri Uzun: ”Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesi olayını cemaatin ‘çenç-çakma-dönme’ cemaatçiler eliyle gerçekleştirdiğini, kriz çıkartma amaçlı eylemler olarak değerlendiriyorum.” Aynı sayfada Şengül Hablemitoğlu: (Necip Hablemitoğlu’nun eşi) “Kocam öldürülmeseydi Gülen davasında tanık olacaktı. (…) makalelerinde çeşitli dipnotlarla (Gülen’in CIA ajanı olduğunu) göstermiş ve belgeleriyle yazmıştır.” Şimdi Kamalak’a sormak gerekir. Sizce, Necip Hablemitoğlu’nu kim öldürmüş/öldürtmüştür dersiniz? Aynı kitaptan başka bir alıntı. Sayfa 229, kayıtlara geçmiş, mahkemeye intikal etmiş zabıtlarda bir emniyet mensubu anlatıyor. “Cemil C. İle Ahmet A. Hizbullah örgütüne karşı, istihbarattan ve TEM Sorgu’dan karma bir ekip kurdular. (Olay Batman da geçiyor H.B.) Adını da ‘Faili Meçhulleri Araştırma Ekibi’ koydular. Bu ekipte İstihbarat’tan ben, Ömer K. Ve Aydın M. Yer aldık. Üçümüz de aynı zamanda cemaat mensubuyduk. Başımızda C. Büro Amiri olan (Şu anda Hatay İstihbarat Şb. M.) vardı. O da Fethullahçıydı. TEM Sorgu’dan da Muammer Komiser (2004’te Balıkesir KOM Şb. Md. V.), Bilal, Cem ve İbrahim isimli polisler vardı. Cevdet Soysal isimli Hizbullahçıyı 1999 yılında Batman Pınarbaşı Mahallesi’nde ki evinin önünden, çalıştığı TPAO’ya gitmek üzere servis beklerken ben, Ömer ve Aydın kendimizi JİTEM görevlisi olarak tanıtarak (böyle söylememizi Cemil Müdür istiyordu. Yasa dışı işlerde hep kendimizi JİTEM’ci olarak tanıtmamızı istiyordu.) arabaya bindirip kaçırdık. Kırsal alanda Muammer Komiser’in ekibine teslim ettik. Bahçelievler’deki polis Cem’in evine götürdüler. Geceleri kırsala götürüp işkenceyle sorguluyorlardı. En son Cemil ve Ahmet müdürlerin talimatı ile Bilal tarafından boynu kırılmak suretiyle infaz edildi ve Beşiri kırsalında gömüldü.” 4 Sayın Kamalak. Dedim ya, şimdi meşgul olabilirsiniz. Nasıl olsa seçimden sonra çok vaktiniz olacak. O zaman, başta Hrant Dink cinayeti olmak üzere daha birçok silahlı eylemde Fethullah Gülen Terör Örgütü’nün nasıl işin içine girdiğini araştırabilirsiniz. Sözün kısası: Fethullah Gülen Terör Örgütü silahtan ari değildir. Silah konusunda da temiz değildir. Her şey bir tarafa; öncelikle poliste öbeklenip örgütlenmeleri başlı başına silahla iç içe olduklarının göstergesidir. Strateji ve taktik gereği devletin resmi silahını kullanmayı (öncelikle) daha uygun görmüşlerdir, o kadar. Devlete kayıtlı silahla infaz yapmak cinayetten sayılmıyor mu yoksa?