1

Başta kendi gazetem olmak üzere gazetecilere önerimdir. Türkiye’de bulunan ilahiyat fakültelerinde görev yapan hocalarla anket yapsınlar. Sorsunlar; Fethullah Gülen Örgütü’nün, itikadı ve ameli olarak İslam’la ilgisi, ilişkisi, ilintisi nedir? Eminim ortaya çok ilginç sonuçlar çıkacak. 2 İsmail Kara Hoca Pazartesi günü Zaman Gazetesi’ne bir mülakat vermiş. Rıza Kurtuluş sayesinde haberim oldu, okudum. İsmail Kara, formel dini eğitiminin yanında Nurettin Topçu’nun kurduğu Hareket Dergisi ekolünden birisidir. 1970-80 yıllarında ‘İslamcı’ çevrede iyi tanınan biri olmanın yanında, ‘Türkiye’de İslamcılık Düşüncesi’ isimli üç cilt kitabıyla İslamcılığın tarihini yazmıştır. Halen Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde görev yapan Kara; bakın Zaman’a neler söylemiş. Peşinen belirtmeliyim ki, tanıdığım kadarıyla İsmail Kara konuştuğu mecranın nabzına şerbet verecek biri değildir. Yani söyledikleri samimi düşünceleridir. Doğrusu ‘cımbızla seçerek’ bir cümle üzerinden değerlendirmede de bulunmak istemem. Ama yine de mülakatın tamamını özetleyecek şu cümleyi görmezden gelemezdim. “Siyasi merkezle mütedeyyin insanlar arasındaki güvensizlik açısından tek parti yıllarına döndük.” Yani İsmail Kara hükümetle Gülen Örgütü arasındaki çatışmadan yola çıkarak bir genellemede bulunuyor ve Türkiyeli bütün, mütedeyyinlerle hükümet arasında güvensizlik olduğunu söylüyor. Ve, 17-25 Aralık’tan sonra olup bitenler bağlamında Gülen Örgütü’ne söylediği de şu: “Kendinizi savunmak hakkınız ama bunu kendi üslubunuzda ve geleneklerinize uygun yapın, görsel ve yazılı medyanızda kullandığınız dil ve üslup sizin değil.” Anlaşılmıştır herhalde. Gülen Örgütü’nün meselesi sadece ‘dil ve üslup’ meselesiymiş. Yalan söylemek, takiyye yapmak, insanların mahremine girip söz ve davranışlarını kayıt altına alıp sonra bunları servis etmek, kamuda örgütlenmek adına imtihan hırsızlığı yapmak, ötekileri iftirayla saf dışı bırakmak, kendilerinden olmayanlara tuzak kurmak, tehditle iş adamlarından para hortumlamak… say say bitecek gibi değilde… Bütün bunlar Kara’ya göre bir ‘dil ve üslup’ meselesiymiş. 3 Şimdi girişteki öneriyi bir kez daha yineleyebiliriz. Böyle bir çalışma yaptığımızda kim bilir daha ne kadar İsmail Kara’larımız olduğunu görmüş oluruz. Fethullah Gülen Örgütü’nün İslam’a ve Müslümanlara verdiği/vereceği zararı önlemek ve açılan yaraları kapatmak istiyorsak eğer; Onlarla cepheden mücadele yetmez. Kara gibi destekçilerini de tanımamız ve meseleye daha geniş bir perspektiften bakmamız gerekir.