Top
23/02/2023

İlaç gibi gelen…

Büyük depremin izlerini silmek kolay olmayacak; enkaz kaldırıldığında, yeni şehirler kurulduğunda bile...

Ta ki, konutların depreme dayanıklı olduğundan emin olana dek... Çünkü bu coğrafyada deprem gerçeği günlük, aylık, yıllık değil, ömürlük!

Televizyon kanalları normal yayın akışına döndü diye hiçbir şey normale dönmüş olmayacak.

Böyle diyoruz, lakin, unutmaya meyilli bir toplum olduğumuzu hesaba katılmalı.

Yine de hiçbir şeyin eskisi gibi olmaması beklenir.

Öte yandan gönüllüler, sivil toplum kuruluşları ve devlet, tüm kademeleriyle, deprem bölgesinde yaraları sarmaya devam ediyor.

Bir yandan da elden geldiğince 'sanatın iyileştirici gücü' devreye giriyor.

Mesela, gezici kütüphane...

Sivas'ta Şemsi Sivasi İl Halk Kütüphanesi bünyesinde sekiz yıldır hizmet veren ve kırsalda yaşayan çocuklara kitap sevgisini aşılayan gezici kütüphane otobüsü, depremzede şehirlerimizden biri olan Malatya'da faaliyet gösteriyor.

Battalgazi ilçesinde kurulan Selçuklu Çadır Kenti'nde konuşlanan otobüste 2 bin çocuk kitabı bulunuyor.

Otobüste sunulan ücretsiz internet, bilgisayar ve sinema hizmetinden de faydalanabilen çocuklar, resim, matematik, zeka oyunları gibi etkinliklere katılarak depremin izlerini unutmaya çalışıyor. Çocuklar, yaptıkları resimleri otobüsün dış yüzeyine yapıştırarak sergiliyor.

Bölgede 'Gezen Sinema' da var.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ile Sanat İçin Yola Çık Derneği iş birliğinde 2017'de hayata geçirilen "Gezen Sinema", şimdilerde rotasını deprem bölgesine çevirmiş durumda.

Beri tarafta Devlet Tiyatroları depremzede çocukları Kamyon Tiyatro ile buluşturuyor.

Tabi karınca kararınca bu sanat faaliyetleri 'etkinliklerden bir etkinlik' olmanın ötesinde bir mana taşıyor.

Deprem felaketine uğramış, üzgün ve tedirgin, travma yaşayan çocuklara yalnız olmadıklarını hissettirme çabasının değeri ney ile ölçülebilir.

Yaralara merhem olabilmek için şahsi imkânları ile yola koyulanlar da var.

Ankaralı tiyatro sanatçısı Mehmet Tahir İkiler depremzede çocuklara masallar okuyor, meddah gösterileri yapıyor.

İkiler, 1999 Marmara Depremi'nde de çocuklar için masal ve kukla gösterileri yapmıştı.

Başka güzel haberler de var.

Mesela Üsküdar'da depremzedelere destek için 'İyilik Sahafı' kuruldu.

Yine çeşitli kurum ve sanatçılar "Sanatla yaraları sarmak için var mı arttıran?" başlığıyla bir müzayede düzenlendi.

Tabi, bazı etkinlikler kısa süreli, bir seferlik, ancak, neden bütün yıla yayılmasın.

Elbette gıda ve barınma, felakete uğramış insanlar için birinci derecede acil ihtiyaç.

Ama hemen ardından gelen sosyalleşme ihtiyacı da yadsınamaz.

O yüzden kitabın, masalın, sinemanın, sohbetin de zamanı...

Birlik olmanın, dayanışmanın, merhem olmanın, ilaç gibi gelmenin, yara sarmanın bin bir yolu var ve hepsi de bütünün parçası...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp