Top
15/07/2023

En kritik gece

Yakın tarihin en kritik gecelerinden biriydi yaşadığımız...

Ülkece karanlıktan aydınlığa çıktığımız gecenin; 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden yedi yıl geçti.

Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) zehirli bir örümcek iştahıyla kurguladığı düzen, bir gecede başlarına çalındı, şer şebekesi, yarım yüzyıl boyunca kazdıkları kuyulara gömüldü.

Elbet, bedel ödenerek; 251 şehidimiz, binlerce gazimiz vardı.

İşin maddi boyutuna bakıldığında ise (darbe girişiminin) ülke ekonomisine maliyeti yüz milyarlarca doları buluyordu.

Gezi kalkışmasından, 17-25 Aralık badiresinden henüz çıkmış ülkemiz bir de darbe girişimine maruz kalıyordu.

En kötüsü de 'kandırılmışlar sürüsünün' milletin emanetleriyle millete saldırmasıydı.

Kimin aklına gelirdi, tepemize kendi F16'larımız bomba yağdıracak, Meclisimiz, göz bebeği kurumlarımız bombalanacaktı?

15 Temmuz'un ardından şu cümleyi kurmayanımız yoktur: Türkiye büyük bir uçurumun kenarından döndü, Allah memleketimizi korudu.

Şükürler olsun, o gece, şer şebekesinin çöküşü ve millet iradesinin zaferiyle aydınlandı.

O gece sokaklardan yükselen özgürlük nidaları, tekbir sesleri, selalar ve Cumhurbaşkanımızın 'Başaramayacaksınız' sözleri savaş jetlerinin gümbürtüsünü boğdu.

O gecenin utanç verici karelerinden biriyse; demokrasiye ve sokaklara sahip çıkanların aksine, Kemal Kılıçdaroğlu'nun terliklerini giyip rahat koltuğunda, darbeyi televizyon ekranlarından izlemiş olmasıydı.

Unutmadık.

Lakin zaman su gibi akıyor, nesiller hızla değişiyor.

Darbenin hemen ardından doğan bebekler bugün ilkokulda ve darbeyi yaşamadılar.

O günlerde 7 yaşında olanlar bugünün gençleri oldular ve muhtemelen dimağlarında darbenin izi yok.

O yüzden, 15 Temmuz'u yaşatmak, resmi ve sivil kurum ve kuruluşlar kadar sanatçıların da görevi...

Edebiyatın, sinemanın, tiyatronun, resmin, müziğin 15 Temmuz'a dair söyleyecekleri, anlatacakları hikayeler olmalı.

Ve akademinin de...

Bu 15 Temmuz'da Uşak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ekrem Savaş'tan davet aldık.

Uşak Üniversitesi'nin düzenlediği '15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü" kapsamında düzenlenen 'Boyun Eğmeyenler' panelinde refikimiz sinemacı, yönetmen Nazif Tunç ile birlikte, Türk milletinin destansı zaferini dilimiz döndüğünce anlatmaya, hatırlatmaya gayret ettik.

Üniversitesiyle, medyasıyla, sanatçısıyla, esnafıyla, emeklisiyle, işçisiyle, köylüsüyle 15 Temmuz'u unutmamak, unutturmamak, gelecek kuşaklara aktarmak boynumuzun borcu.

15 Temmuz, bizim milli ödevimizdir.

Mehmet Akif'in yüz yıl önce seslenişindeki gibi...

Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak...

Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak.

...

Karşında ziyâ yoksa, sağından, ya solundan

Tek bir ışık olsun buluver... Kalma yolundan.

Âlemde ziyâ kalmasa, halk etmelisin, halk!

Ey elleri böğründe yatan, şaşkın adam, kalk!

...

Sâhipsiz olan memleketin batması haktır;

Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır.

Feryâdı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar...

Uğraş ki: telâfi edecek bunca zarar var.

Feryâd ile kurtulması me'mûl ise haykır!

Yok, yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır!

'İş bitti... Sebâtın sonu yoktur! ' deme, yılma.

Ey millet-i merhûme, sakın ye'se kapılma.

15 Temmuz, boyun eğmeyenlerin destanıdır.

Bu vatan için şehadet şerbeti içenlerin ruhu şâd, mekanı cennet olsun.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp