Top
02/03/2023

Ne saadetmiş!

Her asırda insanoğlunu bekleyen zorluklar olmuştur.

600 asırlık Devlet-i Ali Osmani'nin dağılmakta olduğu yıllarda ecdadın psikolojisini düşünün...

Kıtalarda yayılan Osmanlı için ne büyük yıkım; yüzyılın felaketi...

Hadi günümüzden fazla uzaklaşmayalım...

13 yıl öncesine, 2010'a gidelim; hayat yine zordu muhakkak, eteğimizde birikmiş taşlar vardı.

Ama düşünün, 2010'daki normalimize dönebilmek için bugün neler vermezdik.

Henüz, Suriye'den Türkiye'ye mülteci akını başlamamış...

Gezi Olayları (2013) yaşanmamış...

Sonradan (çok şükür) başı ezilecek sinsi yılan, hain FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi olmamış.

Tüm dünyada yedi milyon insanın ölümüne yol açan kâbus, COVİD-19 patlak vermemiş...

Tarihte görülmedik biçimde ve aynı yıl içinde 53 ilimizde çıkan/çıkarılan 299 orman yangınında (2021) ciğerlerimiz küle dönmemiş, Karadeniz illerini vuran sel felaketlerinde can kayıpları yaşanmamış, sayısız canlı telef olmamış...

Rusya-Ukrayna'yı işgal etmemiş.

Cepte yangın başlamamış, enflasyon tavan yapmamış...

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, dünya tarihinde görülmedik biçimde art arda meydana gelen iki büyük depremde, 11 ilimizi vuran asrın felaketinde, 50 bin canımız gitmemiş, şehirlerimiz yerle bir olmamış, hiç hesapta yokken, ülkemizin omuzlarına 700 milyar TL civarında bir yük daha binmemiş...

Şimdi söyleyin bana, 10 yıl öncesindeki mızmızlanmalarımız bile bugün özlediğimiz saadet olmadı mı?

Ben bu yazıyı yazarken, yazı işlerinden editör arkadaşımızın sesi odaya doluyor; 'Suriye'de deprem sonrası meydana gelen kolera vakalarında 22 kişi hayatını kaybetti...'

Hadi buyurun...

Kolera deyince 1846 yılına gitti aklım.

Türk müziğinin zirve isimlerinden, padişahların gözdesi Dede Efendi de çağından şekvacı.

Sarayda Avrupa kaynaklı müziğin ağırlık kazanmasıyla, yakın çevresinde, 'Artık bu oyunun tadı kalmadı' dediği nakledilir.

Günün modasında eski tat bulamayan üstat, Hac farizasını yerine getirmek için gittiği Mekke'de baş gösteren ve büyük kayıplara sebep olan koleraya yakalandı, orada vefat etti, Hz. Hatice validemizin kabrinin ayakucu hizasında defnedildi.

Peygamberlerin taşlandığı, çarmıha gerilip eziyet edildiği şu dünyada hangi aralık var ki insanoğlu 'Tamam, şimdi huzura kavuştuk' diyebildi.

Amenna, her çağın hikâyesi, dramı var ama bizlerin şahitliğinde şu son 10 yıla sığanlar, öz yurdumuzda yaşadıklarımız neydi Allah'ım.

Feraklık ver, beterinden koru ey Rabbimiz.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp