Top
04/10/2017

AKP’li belediye başkanları neden istifa ediyorlar?..

Yıl 1987…
O tarihte Hürriyet Gazetesi'nde çalışıyor, efsanevi Genel Yayın Yönetmenimiz Çetin Emeç'in  desteğiyle yolsuzluk haberleri yapıyorum. Çetin Bey, günümüzün hukuk (!) anlayışında “hükümeti yıkma girişimi” olarak yorumlanan yolsuzluk ve usulsüzlük haberlerimizi, topluma hep amiral gemisinin manşetinden duyuruyor.

*  *  *

Aynı yıl, 29 Kasım gecesi…
O gün yapılan genel seçimin sonucu belli olmaya başlayınca, Çetin Bey'in isteğiyle, röportaj yapmak için Başbakanlık Konutu'na gidiyorum.
Dönemin ANAP Genel Başkanı ve Başbakanı Turgut Özal, bilgisayarın başına geçmiş, karamsar bir yüz ifadesiyle seçim bölgelerinden gelen sonuçları takip ediyor.
Karamsar çünkü 1983'te yüzde 45 gibi güçlü bir oy çoğunluğuyla tek başına iktidar olan partisi, hızla oy kaybediyor.
Merhum Özal'ın bilgisayar ekranında ANAP'ın kesinleşen oy oranı yüzde 34'ü ancak buluyor. Bu da partisine halk desteğinin büyük ölçüde azalmakta olduğunu gösteriyor.

*  *  *

Bir ara bana dönüp, içtenlikle soruyor:
“Uğur Bey, oylarımızdaki azalmayı neye bağlıyorsunuz?..”
“Sayın Başbakan, madem içtenlikle sordunuz, ben de aynı samimiyetle cevap vereyim” diyorum.
Dikkatle dinliyor…
“Oylarınızdaki azalmayı çevrenizi hırsızların kuşatmasına bağlıyorum!.. Hırsızları süratle tasfiye edip Adnan Kahveci gibi dürüst, gerçeği yüzünüze karşı söylemekten çekinmeyen, özgüven sahibi ve üretken kişileri etkin konumlara getirmelisiniz…”
Acaba kızacak mı diye düşünürken, başını sallayarak sözlerimi onaylıyor ve “Haklısınız ama siyasette düşman kazanmak doğru değildir. Bunu zamana yaymanız
gerekir” diyor.

*  *  *

Seçim sonuçlarıyla ilgili röportajı tamamlayıp yanından ayrılırken, o gün için yazılmamak koşuluyla söylediklerine son bir yorum ekliyorum:
“Siz hırsızların tasfiyesinin zamana yayılması gerektiğini söylediniz ama oy kaybı nedeniyle zamanı geldiğinde operasyonu yapacak gücü bulamayabilirsiniz!..”
Nitekim ANAP'taki oy kaybı sürüyor ve Turgut Özal, Cumhurbaşkanı seçildikten bir süre sonra vefat ediyor.

*  *  *

Günümüze gelirsek;
Ülkemizi 15 yıldır yöneten AKP'nin Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisinde metal yorgunluğu gözlediğini ve arzuladığı dinamizmi yeniden yakalayabilmek için bazı kişilerin uzun süredir bulundukları makamlardan ayrılmaları gerektiğini söyledi.
Çok geçmeden yıllardır İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Kadir Topbaş ile Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş, peş peşe istifalarını sundular.
Bu istifaların ardından, aralarında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in de bulunduğu bazı yerel yöneticilerin istifa edecekleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendilerine şubat ayına kadar zaman tanıdığı öne sürüldü.

*  *  *

AKP'deki beklenmedik gelişmeler üzerine, CHP'nin engin bürokrasi deneyimine sahip İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Twitter hesabından şu soruyu yöneltti:
“Neden istifa ediyorlar? Hırsızlık mı, FETÖ mü? Yargı duruma el koymalı…”

*  *  *

Öyle ya…
Yurtseverliği ve Atatürkçülüğü neredeyse havada uçan kuşlar tarafından bile bilinen SÖZCÜ FETÖ'cülükle (!) suçlanıp, Gökmen Ulu gibi masumlar aylardır zindanda tutulduğuna göre; Aytun Çıray bu soruyu sormakta yerden göğe kadar haklı değil mi?..

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp