Top
Yücel Koç

Yücel Koç

yucel.koc@tg.com.tr

2023/11/26

28 Şubatçılar ve İsrail benzerliği

İsrail’e 7 Ekim saldırısı Filistin’i yutmak için tezgâh mıydı?

Bence öyle.

Adında "İslam" geçen ülkelerin parmağıyla hem de…

Nitekim İran "ödülünü" aldı; üç ülkede bloke edilmiş olan 23 milyar doları serbest bırakıldı!

Şahsî fikrim bu yönde.

Lakin asıl mevzumuz bu değil…

7 Ekim sonrası hem İsrail’in, hem Batı’nın, hem de bunlara zihnini esir etmiş mankurtların tavrı.

     ***

Türkiye’deki darbe girişimlerinde de çokça karşılaştığımız üzere, büyük müdahalelere zemin hazırlamak için önce bir bahane gerekir.

7 Ekim gibi…

-Ki, Hamas’a yıkılan sivil katliamının büyük kısmını İsrailli helikopter pilotlarının yaptığı ortaya çıktı, hatta bunu İsrail basını bile yazdı ama bu saatten sonra ne fayda!

Ba’de harab’ül Gazze…

Bahane üretildikten sonraki süreç ise daha iğrenç.

İslam düşmanlarının, Siyonistlerin amaçlarına ulaşmak için fırsat bulduklarında neler yapabileceklerini Gazze gösterdi hepimize.

Daha önce Irak’ta, Suriye’de, Yemen’de, Arakan’da, Doğu Türkistan’da, Balkanlar’da yaptıkları gibi.

Hedef Müslümanlar olduğunda sınır tanımayacaklarının son örneğidir Gazze.

Dahası, ortada en ağır insanlık vahşeti dururken, İslam düşmanlarının nasıl ikiyüzlülük gösterdiğine bir kere daha şahit olduk gözlerimizle.

İsrail’in çocuk-kadın demeden sergilediği vahşet, buna karşın İslam düşmanlarının kör-sağır tavrı ve hatta gerçekleri aksi yönde çarpıtma gayreti, Türkiye’de Gezi’den bu yana izlediğimiz filmin de izahı gibiydi.

Hatta daha geriye gidersek, bir asırdan fazladır yaşadıklarımızın özeti.

27 Mayıs’ta, 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta ülkemize ayar çeken elin de sahibini izah eder gibiydi Gazze’de gördüklerimiz.

Bir örnekle somutlaştırayım;

28 Şubat postmodern darbesini yapan paşalardan Çevik Bir’in “Türkiye’de nüfusun 5 milyonu olmasa ne olur?” sözünü hatırlayın ve alın bunu Gazze örneğiyle Türkiye’ye uyarlayın.

Aynı paşaların tank modernizasyonunu İsrail’e yaptırtmak için dönemin hükûmetine yaptıkları baskıyı…

Darbenin mimarlarından Çevik Bir’in yıllar sonra Middle East Quarterly isimli ABD dergisine yazdığı “İstikrar için formül: Türkiye artı İsrail” başlıklı makalede hükûmeti İsrail’le ilişkiler için yıktıkları, itirafını…

     ***

Bugün artık şunu çok daha net görüyoruz ki, Türkiye’de din düşmanı azınlık, öylesine kendiliğinden gelişmiş bir yapı değil.

Bunların devlet içinde belirli yerlere getirilmeleri de asla tesadüfen olmamış.

Yeşil sermaye adı altında kendilerinden olmayanı silindir gibi ezerken, FETÖ’cüleri Genelkurmay Karargâhı’nda ağırlamaları da asla tesadüf değilmiş.

Tuhaf olan, bizim onlardan PKK gibi terör örgütlerini bitirmelerini beklememizmiş.

Bir de onların çeşitli sloganlarla mankurtlaştırdığı kitlelerden insaf ve doğruları görmelerini beklemek!

Bugün Gazze’de yarısından fazlasını çocuklar ve kadınların oluşturduğu en az 16 bin kişi katledilmişken, Türkiye’de bu vahşeti umursamayan, hatta destekleyen yüzlerin kimler olduğuna iyi bakın, ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.

Hoş, onlara 40 yıldır başımıza bela olan PKK terör örgütü ile ittifak yapılmaması gerektiğini, bu terör örgütüne karşı hiç değilse Diyarbakır Anaları’nın yanında durmaları gerektiğini bile anlatamadık ki, Gazze’de durmaları gereken yeri anlatalım.

Algı, yalan, dezenformasyon en büyük becerileri…

Türkiye aleyhine her faaliyette başı çeken, tıpkı sahiplerinin yaptığı gibi gerçekleri çarpıtmakta usta karanlık yüzlerin, kimin ya da kimlerin elindeki kuklalar olduğu Gazze’deki kıyımın sonrasında artık daha net şekilde ortada.

Siyasetçi, sanatçı, gazeteci, bürokrat, diplomat fark etmez.

Bugün Gazze’deki insanlık kıyımına çıt çıkarmayanlar, yarın Türkiye karşıtlığı ve İslam düşmanlığı için bahane bulduklarında yine demokrasi, özgürlük, insan hakları falan diye ortaya çıkarsa o zaman onlara ne söyleyeceğimizi artık gayet iyi biliyoruz...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp