Top
Ünal Bolat

Ünal Bolat

unal.bolat@tg.com.tr

03/03/2023

Azerbaycan’dan Antalya’ya...

Babamla annem ayrıldığı zaman ben 3 yaşındaydım. Bakü’nün İsmayıllı köyünde doğdum ben...

O zaman da İsmayıllı köyündeydik. Bakü’ye teyzemin yanına geldik. Tabii teyzem de yalnız yaşıyordu. O zamana kadar annem dışarı nedir bilmezdi. Bir de 23 yaşında çok çaresiz kalmıştı. Bakü’ye gelince iş aradı. Teyzem anneme evlerde temizlik işleri buldu. Bir Türk aile vardı. Annem evlerine temizliğe giderdi. Biri erkek biri kız olmak üzere iki kardeşlerdi. Tıbbiyede okuyorlardı… Mütedeyyin insanlardı… Giyim kuşamlarına hayran olunuyordu.

Annemin temizlik yaptığı eve geldiklerinde başörtüsü sattıklarını söyleyip “Bunlardan alır mısınız?” diye sordular.

Tabii annemde para yok. Kadıncağız bize zor bakıyor… Ama sağ olsun bize hiç haram lokma yedirmedi annem. Başörtüsü satan ablaya dedi ki:

-Benim almaya param yok ama istersen senin için satmana yardımcı olurum.

Bu şekilde hem o ablalara yardımcı oldu hem de ihtiyaç sahiplerine onları ulaştırmaya vesile oldu…

Bu arada yıllar geçiyor Bakü’de muhafazakâr, mütedeyyin insanlarla tanışıyorduk. Bir keresinde sohbet ortamında çocuk olduğum için uyuyup kalmışım. Mehmet Hoca sohbete başlayacakmış ama Tam İlmihal Seâdet-i Ebediyye kitabını arıyormuş bulamıyormuş. Bakmış ki ilmihal benim kucağımda, ona sarılıp uyumuşum… Almaya çalışmış ama alamamış elimden.

Bana dedi ki: “Asker silahını tutar gibi tutmuştun, alamadık elinden.”

O gün kitabı okuyamamışlar. Bana anlattıklarında ben “yastığa sarılıp uyudum” deyince Mehmet Hoca ağlamaya başlamış ve “Bu kitapta adı geçen mübarek insanlar seni sarmışlar” demişti.

Zaten sadece iki kitap vardı. Biri Tam İlmihal Seâdet-i Ebediyye ve biri de Namaz Kitabı. Herkes bir bir alırdı okurdu geri verirdi.

Bu yaşadıklarımın üzerinden çok zaman geçti. Maddi manevi çok sıkıntı çektik. Velhasıl yine bir iş arayışındaydım. Bir abla vardı Bakü’de. Onun aracılığıyla İhlas’ın Bakü ofisinde çalışmaya başladım iki buçuk sene...

Orada bir vesileyle yaptığım evlilik kısa zamanda psikolojik işkenceye dönüştü… Dinimizin kadına verdiği ehemmiyeti bilmeyen insanlarla altı ay yaşamak zorunda kaldım. En sonunda “ayrılın” dedi kayınvalidem. Mecbur ayrıldık... DEVAMI YARIN

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp