Top
M. Said Arvas

M. Said Arvas

msarvas@ihlas.net.tr

27/02/2014

Bir sene geçtiği halde...

Her şey küçük doğar sonra büyür. İnsanlar, hayvanlar, bitkiler, ağaçlar ve buna benzer şeyler... Ağaçlar önce bir çekirdek iken sonra filiz verir zamanla kocaman bir ağaç olur... Çığ ilk önce küçücüktür, sonra büyür; o kadar büyür ki, evleri bile yıkar, insanları altına alır ve öldürür...
Belâ ve musibetler bunun tersidir. O, önce büyük olarak gelir, zamanla küçülür, azalır ve yok olur. Bunun içindir ki, musibet ilk geldiğinde sabretmek çok kıymetlidir.
Bir gün Peygamber efendimiz (aleyhisselâm) kabristandan geçerken bir kızcağızı, bir kabrin başında ağlar vaziyette görür. Ona sabır tavsiye eder. O ise Peygamberimizi o andaki haleti ruhiyesiyle tanıyamaz ve şöyle cevap verir: 
-Senin başına gelmediği için böyle söylüyorsun! 
Fakat daha sonra kendisine seslenenin Resulullah efendimiz olduğunu anlar, koşarak yetişir ve özür diler, affını talep eder.
-Efendim emrettiğiniz gibi sabredeceğim, diye arz eder...
Bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz (aleyhisselam) şöyle buyurur:
-Sabır; önceden yapılırsa kıymetli olur...
İmamı Gazâli hazretleri de şöyle tavsiyede bulunur:
"Başına musibet gelen insan bir ay sonra ne yapacaksa (ki o zaman sakinleşir, üzüntüleri azalır) akıllı adam baştan öyle yapmaya çalışır daha çok sevap kazanır..."
***
Bizim için çok büyük nimet olan sevgili Enver Ören Abimizin vefatı üzerinden bir sene geçti. Üzüntümüz, hasretimiz bir türlü azalmadı; bilakis daha da artıyor... Onları unutmak mümkün değildir. Her geçen gün yokluğunu daha çok hissediyoruz!..
Onu çok yakından tanıyan birisi olarak söylüyorum ki; bütün güzellikler Enver abide vardı ve mükemmel yaratılmış idi. Düşünüyorum, "Onlarda şu da olsaydı daha iyi olurdu" diye ilave edebileceğim bir haslet bulamıyorum. Onu tanıyan herkes de aynı şeyleri düşünür...
Dünya onun gözünde bir hiçti... Muhammed Bakır hazretleri bir adamdan bahseder, buyurur ki: 
-O benim gözümde büyüktür. Onu benim gözümde büyüten nedir biliyor musunuz? diye sorar.
-Bilmiyoruz, diye cevap verirler, sebebini şöyle açıklar: 
-Dünya onun gözünde küçük olduğu için...
Merhum Enver abimizden duydum, bir gün şöyle anlattılar: 
-Çocuktum, babam beni Kur'an-ı kerim okumak için hocaya gönderdi. Her gün  bana harçlık verirdi, ben o paraları harcamazdım hocama verirdim. Hocam da o paraları biriktirmiş. Bir gün elinde o paralarla babama gelip demiş ki:
-Bu paraları oğlun Enver bana verdi. Çocuk olduğu için o paraları kullanmam caiz değildi. Buyurun, bu paralar sizindir.
Babam şöyle karşılık vermiş:
-Biz verdiğimizi geri almayız. Onlar size hediyemizdir...
Merhum Enver abi gibi harçlığını kullanmayıp da hocasına hediye eden dünyada başka bir çocuk daha var mı? Ben görmedim ve duymadım da...
Onun güzel hasletlerini saymakla bitiremeyiz...
Yüce Rabbimiz, Enver abimizin yaptığı hizmetlerin devamını bizlere de nasip etsin, derecelerini yüksek eylesin, bizleri de şefaatlerine nail eylesin. Amin...
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp