Zülfüyâre dokunmayalım. En iyisi size havadan sudan bahsedeyim.
Bizim hâlimiz malum havası kaçmış gazoz bile değiliz.

Faroe dediğin yer

Büyük utancı değil hiç değilse size güneşi az gören, iklimi Akdeniz kışını andıran, havası nemli, orta yaşlıları varısli, gençleri bebek yüzlü; sempatik mi sempatik insanları harika. Ancak ulu çınardan vaz geçtim toprağında 1 metrelik elma ağacı bile yetişmeyen makilik bitki örtüsüne inat dağları oksijen çadırıyla kaplı, o masumiyeti yansıtan kıvırcık koyunları, envai çeşit balıkları ve yumuşacık kağuçuğuyla Faroe Adaları gerçek bir turizm bölgesi.
Gittim gördüm hâlâ tekrar tekrar görmek istediğim yer.

Çok yaşa sen Kuntz!

A Millî Takım nasıl olsa UEFA Milletler Ligi’nde C’den B’ye yükseldi. Her şey güllük gülistanlık sanki, hani Şenol Güneş’in kıyafetine, Tınaz Tırpan’ın teknik adamlığına demedik laf bırakmayanlar şimdi koro halinde methiye diziyorlar; “Sen çok yaşa Stefan Kuntz”!
Vay, vay, vayyyy!
İşin muhasebesi mi, kimin umurunda... Söyleyin, 13 maçlık süreçte Kuntz ile ülke futbolu ne kazandı, ne kaybetti?
Kâr mı ettik zarar mı?
İyi düşünün… Millî takım havasına ne oldu? Ay-yıldızlı formaya duyulan aşk; Burak Yılmaz’ın teknik ve taktik hakikatleri Alman teknik adamın yüzüne karşı söyleyip futbolu bırakmasından sonra o “Kolej takımı”na ne oldu? Dağıldık! Öz güvenimizi kaybettik, disiplin ayaklar altında maalesef!
Ama “Sen kapa gözünü! Anlatma gerçekleri! Söyleme yanlışları! Sus!”
Diyelim sustum vicdanlarınıza sesleniyorum söyleyin son 12 maçlık evrede “Bir arpa boyu yol aldık mı?”
“Evet” demeyi ne kadar çok isterdim ama “patinaj yapıyoruz” bile diyemeyeceğim gerisin geri gidiyoruz. UEFA Uluslar C Ligi 1. Grup’taki 6. ve son maçında Faroe Adaları maçı da gösterdi ki A Millî Takım, Başkent Torshavn’daki Torsvollur Stadı’nda sergilediği futbol ile maalesef “Mahalle Takımı” görüntüsü veriyor.
Eserinle bin yaşa Stefan Kuntz!

MAÇIN ADAMI: Edmundsson