Bıçak sırtında bir karşılaşmaydı Ankaragücü - F.Bahçe mücadelesi. İki takım da konumları itibariyle istim üstündeydi. Karşılaşma tedirginlik içinde başladı. Başkent ekibi tehlikeli bölgeden uzaklaşmak için F.Bahçe karşısına hiç değilse bir puan umuduyla çıkarken, alışılmış oyun düzeninin aksine bir tutum sergiledi. Üçlü savunma bu maç için terk edilmiş, "önce kontrol, sonra gol" hedeflenmiş ve dörtlü savunmaya dönülmüştü. Ankaragücü'nün uzun savunma oyuncuları, Alex'in havadan gelen ortalarında başarılı bir defans yapınca Başkent ekibinin "önce durdur" düşüncesi prim yaptı. İlk 20 dakika karşılıklı kontrol ile geçen oyunda ilk ciddi pozisyon 21. dakikada yine bir ölü toptan geldi. F.Bahçe'nin kazandığı serbest atışta Alex, arka direğe şahane bir orta yaptı, o noktada biten Luciano kaleci Orkun'dan dönen topu gol yapmak yerine daha müsait durumda bulunan Tuncay'a aktarınca F.Bahçe çok önemli bir fırsatı kaçırmış oldu. İlk yarının en önemli pozisyonu buydu. Oyunun bu kadar orta sahada sıkışmasının bir tek nedeni vardı. İki takım da kontrollü oynuyorlardı. Kabul etmek gerekir ki, F.Bahçe için çok zor bir haftaydı. Hâlâ Galatasaray'a farklı kaybedilen kupa finalinin şokunu yaşıyordu sarı - lacivertliler. Nitekim bu durumu iyi gözlemleyen Christoph Daum, 4 maç aradan sonra takıma dönen kaptan Ümit Özat'a özel bir görev vermişti. Bu görev ön liberoda Aurelio'nun yanında hem defansa hem de ofansta yardımcı olacak şekilde düzenlemişti. Fakat savunmanın solundaki Mahmut Hanefi ağır kalınca, Daum mecburi değişikliğe gitti. İşte o Ümit Özat savunmada skora etki eden bir hata yaptı, Umut'u durduramadı, penaltıya sebebiyet verdi. O penaltı F.Bahçe'yi, Ankara'da mağlup duruma düşürdü. Ama Fenerbahçeliler için güzel olan şey İstanbul'dan gelen Gençlerbirliği'nin galibiyet haberiydi. Fenerbahçe yenilmesine rağmen tek tesellisi, Gençlerbirliği'nin zaferi oldu. Sağolasın Cimbom, elinle verdiğin şampiyonluğu...