Top
Halime Gürbüz

Halime Gürbüz

halime.gurbuz@tg.com.tr

24/12/2023

Temiz iş

Yaşadığım bir kaza sebebiyle eğilip doğrulamıyor, temizlik yapamıyorum. E, bu durumda dışarıdan yardım alalım dedik, temizlikçi borsasına tosladık! Çılgın fiyatlar istiyorlar. Hayır toplamda benden daha çok kazandıklarına kalıbımı an itibarıyla basabilirim. ‘Üst katı yapmıcaksınız sadece alttaki 2+1 kısmı temizlenecek’ diyorum; “1.500 TL, 2 kişi geliriz yemek sizden.” İki kişinin yemeği 300 tutsa, minimum 1.800 lirayı kim günde kazanıyor acaba... Bir an önce toparlanıp işi ele almam lazım, aksi hâlde birkaç temizlik sonrası batıyorum.

Güzel yıkamıyor diye bulaşık makinesi kullanmayan, çay bardaklarını haftada bir çamaşır suyuna yatıran, dere kenarında külle çamaşır ovalayan, yer bezini cama, cam bezini toza bulamayan anaların ayak izlerini taşıyan topraklardanız. Bayılırım temizlik malzemelerine. Markete gidince hepsini alasım, karıştırasım, köpürtesim ve tek bir baloncuk içinde anlamsız daireler çizesim gelir.

Eskimiş ayları kırpıp kırpıp yıldız, tülleri kesip kesip bulaşık süngeri, sünmüş baba atletlerinden yer bezi yapan ataların çocuğuydu o... Böyle kir pas içinde yaşayamazdı! Silmek, ovalamak, parlatmak, şakır şukur balkon yıkamak, viledayla raks etmek, sildiği cama hohlayıp hohlayıp, onun buğusunda kaybolmak istiyordu. Saftı, temizdi... Piyasa hareketliydi. İki gün iki gece temizlik için birini aradı. Eşe dosta haber saldı, sayısız telefon görüşmesi yaptı. İki ay sonrasına gün veriyorlardı. Duyan da SGK’da ameliyat olacak zannederdi. Ama ona, acil müdahale gerekti!

Rüyasında evi, köyü 'cif'liyordu. Elinde bir bulaşık teli sokak kapısından başlıyordu ovalamaya. Hayır olsun inşallah. Telleye telleye sokağı bitiriyor, yan mahalleye süpürmeye geçiyordu. Elektrik süpürgesinin kordonu nasıl yetişti ki oraya? Rüya işte... Tam durulama suyuna geçecekti ki…

Ding dong… Temizlikçi hanım kapıdaydı. Göz göze geldiler. Kanı oracıkta kaynadı Pakgül’e. Baygın bakışlarında deterjan ve çamaşır suyu kokularının verdiği yıllanmış sarhoşluk saklıydı. Aaaah ah... İttirmedi. "Gaarç" diye koltuğu itip parkeyi çizmedi. "Ailecek biz bu işi yapıyoruz" dedi. Pakgül, elektrik süpürgesini tek elle kullanıyordu. Manevralar şahaneydi, yoktu hiçbir yerde darp izi. Çaydanlıkları ovalamış, evi dip köşe arıtmış, tek bir parmak izi bırakmamıştı...

Halıları bile sildi, tüylerini aynı yöne yatırdı. Kedinin de... Deterjanların formüllerini ezbere biliyordu. İnan ki bak. Esas kız çok mutluydu. Pakgül, esas kızı uçan tozdan sakındı. Ona başucunda kitap okudu, terini sildi... Buralar abartılı oldu sanki...

Masal mutlu sonla mı bitti? Hayır! Pakgül, Atilla İlhan'ın kadınları gibi zaten hiç yoktu ki... "Siliyorum, ovuyorum, yağlar kirler çıkmıyor!" sızlanma potansiyeline sahipti! Ancak esas kız ona mecburdu. Ürkütmemeye çalıştı, zor bulmuştu. Bir dediğini iki etmedi, iş kalitesini görmezden geldi. Muhtemelen İngiliz’di. Çünkü beş çayına pek bir titizlenmişti. Onu yaptın mı? “Unuttum valla... “Bunu sildin mi?” “Görmemişim be anam.” “Bu ne?” “Sende de ne göz var ama ha.” Viledayı keşfedene minnettardı. Suya bandı sildi, bandı siler gibi yaptı. Çer çöpü halının altına sakladı. Esas kızın yazılarını, sözlüğünü, gözlüğünü, o iki parfümünü nereye sakladığı ise hâlâ bilinmiyor...

Esas kız mı? Elinde bir süpürge Marmaray istasyonunda dolanırken görenler olmuş. Ne bileyim...

Ninem diyor ki: Tırnağın varsa başını kaşı.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları