Top
22/06/2016

Meral Akşener olayı...

Pazar günkü MHP tüzük kurultayındaki gelişmeler giderek ilginç bir hâl alıyor.

Atılan sloganlar, salondaki atmosfer, divan başkanı seçimi, tüzük değişiklikleri ile aslında Meral Akşener’in şovuna dönüşmüş bir kurultay benzetmeleri yapılıyor.
Benzetmeye bile gerek yok.
TV ekranlarından bütün Türkiye, Meral Akşener şovu izledi.
“Ama gelişen olayların aması var”
-Hem Genel Merkez hem de diğer genel başkan adayları hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını iddia ediyorlar. Bakalım isterseniz;
1-Delege sayısında bir karmaşa var. Şöyle ki; Kıbrıs’ta tatilde olan bir delegenin ismi noter tarafından kurultaya katılanlar arasında tespit edilmiş. Böyle onlarca örnek sıralanıyor.
2-Genel Merkez, Yargıtay 18. Hukuk Dairesine delege sayısına yönelik itirazını yapacak. Ayrıca, tüzük değişikliklerinin iptali için de hukuksal gerekçeler hazırlanıyor. Burada tüzük onaylanmadan, önergelerin kabul edildiği belirtiliyor.
3-Pazar günü kurultaya gelen delege sayısına Akşener dışındaki genel başkan adayları da itiraz ediyor. Delege sayısı belli değildi, diyorlar. Delegelerin arasında Meral Akşener tezahüratı yapan yandaşlara dikkat çekiyorlar. Özetle bu iş daha çok su götürür gibi görünüyor.
4-Genel Merkez Yargıtay’a başvursun veya başvurmasın Yargıtay tüzük kurultayını çoktan mercek altına aldı bile. Zaten kurultay kararlarının hepsinin Yargıtay tarafından onanması hukuki bir gereklilik.
5-Tam bu noktada ortaya yeni bir durum daha çıkıyor. Eğer iddia edildiği gibi delege olmayanlar oy kullanmışsa Kurultay, tüzük değişikliği dahil komple iptal edilebilir. Hadi ya filan demeyin durum bu kadar ciddi.
6-Yazıldığı, çizildiği gibi 10 Temmuz’da aynı salonda ikiz kurultay yapma durumu hukuken mümkün değil. Böyle bir şey olmayacak. Eğer yapılırsa 10 Temmuz’da Ankara Arena’da tek kurultay gerçekleştirilecek.
7-Hemen bu noktada Devlet Bahçeli’nin dünkü sözlerini hatırlamakta fayda var:
“Sabah tüzüğü değiştirelim öğleden sonra da genel başkanlık seçimlerini yapalım...”
MHP’nin 1213 delegesi var biliyorsunuz.
Şimdi de pazar günkü kurultaya katılan delege sayılarını hatırlayalım.
Kimisi 495, kimisi 650 iddiasında bulunmuştu.
Küçük bir matematik hesabı yapacak olursak 10 Temmuz’da bizi ilginç gelişmelerin beklediğini söyleyebiliriz.
Meral Akşener için de Genel Merkez için de hiçbir şey garanti değil anlamında söylüyorum bunları.
Tekrar Meral Akşener konusuna gelecek olursak;
-En başından beri ayrı takılıyor, ağır abi gibi hareket ediyor.
-En başından hep ayrı hareket etti, ayrı kararların altına imza attı.
-Pazar günü yaşananlara bakarsak, 10 Temmuz’da genel başkanlık yarışı Devlet Bahçeli ile Meral Akşener arasında geçecek gibi görünüyor.
-Siyaset mühendislerinin, Kemal Kılıçdaroğlu ile başaramadıklarını Meral Akşener ile yapmaya çalışacakları dillendiriliyor. Meral hanımın söylemleri bizlere ANAP benzeri bir oluşuma hazırlandığını gösteriyor. Yanisi şu; MHP ile sınırlı kalınmayacak, AK Parti ile CHP’den de oy devşirmeye çalışılacak.
-2011 seçimlerinin hemen öncesinde MHP’ye yapılan kaset darbesi ile açılan parantezin ancak kapatıldığını söyleyenler dikkat çekici.
-MHP, 2002’den beri iktidar olamıyor. Yani 14 yıldır kaybeden bir MHP var. Sadece 1 Kasım 2015'te değil, 2015 öncesindeki 6 genel ve yerel seçimi de kaybeden bir MHP’den söz ediyoruz. Dolayısıyla konu sadece Meral Akşener’in söylediği gibi, iktidar meselesi olsaydı, 10 yıl öncesinden harekete geçmesi gerekirdi.
-7 Haziran’a kadar CHP’nin yedeği gibi hareket eden ama sonrasında 180 derece farklı siyaset izleyen MHP’yi tekrar aynı fotoğraf karesinin içine sokmaya çalışanların olduğu da ortalıkta konuşuluyor. Meral Akşener ile CHP ile ilişkilerin tekrar aynı seviyeye getirileceğinden dem vuruluyor.
Devlet Beyin de söylediği gibi bugünlerde Meral Akşener’in reytingi bir hayli yüksek.
Ama MHP çok farklı bir partidir. Kamuoyu algısı ve medya etkisi bugüne kadar hep ters tepmiştir.
Bahçeli başarılı veya başarısız, bugünlerde konumuz bu değil. Yaşananlar direkt bu başarı meselesi ile de alakalı değil. Bunun altını çizmemiz gerekiyor.
Böyle olsaydı Kılıçdaroğlu ile ilgili de benzer hareketlenmelerin olması gerekirdi.
Geldiğimiz nokta itibarıyla MHP’yi mahkeme kapılarından karar bekler duruma getirenlerin de hesap vermesi gerekiyor.
Ama bu 5. Parti konusu vardı ya biliyorsunuz.
Devlet Bahçeli bu konuyu 7 Haziran öncesinde sık sık dillendiriyordu.
10 Temmuz’da MHP’nin kurultayı yapılırsa, oradan da Devlet Bey veya genel başkan adaylarından kim seçilirse seçilsin, o dillendirilen 5. Partinin MHP’nin içinden çıkacağına kesin gözüyle bakarız.
Devlet Bey kazanırsa bu ayrışma sınırlı kalabilir.
Ama bir an için düşünelim ki Meral Akşener kazandı.
Gidenler mi MHP, kalanlar mı MHP?
İşte size cevabı olmayan bir soru...
Bir de bütün bu konuları AK Parti ile ilişkilendirenler var.
Başkanlık ancak MHP ile mümkün olabilir, diyenler de var.
Devlet Bahçeli son dönemde bilmece gibi konuşuyor ama Başkanlıkla ilgili söylemleri ortada değil mi?
Konuyu AK Parti içinde de araştırdık.
AK Parti gerek Anayasa değişikliği gerekse Başkanlık konusundaki zamanlamayı MHP’deki gelişmeleri izleyerek veya bekleyerek yapmayacak. AK Parti’nin yol haritası belli. Anayasa yazım işleri devam ediyor. Başkanlık konusu da bu yeni Anayasanın içinde olacak. Sonbaharda TBMM’nin gündemine geleceğini en yetkili ağızlardan duyuyoruz.
MHP’de artık mahkemelerin daha yetkili olduğu bir süreçten geçiyoruz.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp