Selmân-ı Fârisî hazretleri (radıyallahü anh), gâyet fakîrâne bir hayat yaşardı.
Ebû Vâil diyor ki:
Bir dostumla birlikte Selmân'ın ziyâretine gittik.
Karnımız da açtı.
Bize arpa ekmeğiyle tuz getirdi.
Biz yemeye başladık.
Ama arkadaşım;
“Şu tuzun yanında biraz da kekik olsaydı” dedi.
Selmân-ı Fârisî çıktı.
Matarasını rehin verdi.
Ve biraz kekik alıp getirdi.
Biz yiyip doyduk.
Arkadaşım duâ etti.
Duâdan sonra;
“Bize verdiği nîmete kanaat ettiğimiz Allahü teâlâya hamdü senâ ederiz” dedi.
Selmân bunu dinledi.
Ve şaka yollu;
“Eğer kanaat etseydin, benim matara rehin olmazdı” buyurdu.
● ● ●
Kendisine;
“Niçin güzel elbise giymiyorsun?" dediler.
Cevâbında;
"Kölenin, güzel elbiseyle ne münâsebeti olabilir. Ama Cehennemden kurtulursa, kendisine çok güzel ve hiç eskimeyecek elbiseler giydirilecektir" buyurdu.
● ● ●
Selmân-ı Fârisî hazretlerine bir gün birisi, durup dururken hakâret edip kötü şeyler söylemişti.
Ona döndü ve;
"Eğer âhirette günahlarım ağır gelirse, senin söylediğinden daha kötüyüm. Yok, sevaplarım ağır gelirse, senin bu sözlerinin bana hiç zararı olmaz" buyurdu.