Top
Abdüllatif Uyan

Abdüllatif Uyan

abdullatif.uyan@tg.com.tr

27/04/2002

Behâeddîn-i Buhârî "kuddise sirruh"

"Behâeddin Buhârî" devrinde sâlih bir zât, Şeyh Nûreddin Halvetî etmişti Hakka vuslat. Behâeddin Buhârî, bâzı talebesiyle, Bu eve teşrif etti "Ta'ziye" gâyesiyle. Lâkin gidip gördü ki, içerde bir kısım halk, Feryad figan ediyor, seslice ağlıyarak. Onlara buyurdu ki: (Sesli ağlamayınız, Zîra eziyet verir ona böyle yapmanız.) Sonra talebesine buyurdu: (Siz de sakın, Ben vefat ettiğimde böyle şeyler yapmayın.) Vaktâ ki Behâeddin Buhârî hazretleri, Bir ara hastalanıp, bozuldu sıhhatleri. "Ölüm hastalığı"ydı, vâkıf oldu o buna, Çekildi o gün artık husûsi odasına. Vefatlarına kadar çıkmadı o odadan, Lâkin talebesiyle görüşürdü her zaman. Son nefesine kadar hattâ o mübarek zât, Gösterdi herbirine çok ilgi ve iltifat. Birisi anlatır ki, vefat eylediği gün, Bir ara, huzuruna girmiştim o büyüğün. O çetin anda bile, bizleri düşünerek, Buyurdu ki: (Sofrayı getirip yiyin yemek.) Yerine gelsin diye onun bu emirleri, Biraz yiyip, sofrayı götürdüm yine geri. Lâkin vâkıf olunca sofranın gittiğine, Buyurdu ki: (Sofrayı getirip yiyin yine.) Ben yine biraz yiyip, götürdüm tekrar geri, Lâkin o, tam üç defa tekrar etti bu emri. Buyurdu: (İyi yiyip, iyi çalışmalıdır, Zîra hizmet ve tâat, sıhhat ile yapılır.) Talebesi içinden "Alâeddin-iAttâr", Der ki, son günlerinde, fakiri çağırdılar. Huzuruna girince, buyurdu: (Alâeddin, Benim için bir mezar kazın da hazır edin.) "Peki efendim" deyip, îfâ etti bu emri, Gelip haber verdim ki: (Hazırdır kabir yeri.) Sonradan hastalığı fazlalaştı daha da, Vefat edeceğini anladık bu arada. Ve "Yasin-i şerif"i okuduk biz bu sefer, O da tekrar ederdi bizim ile beraber. Biz Yasin-i şerifin yarısına gelince, Odada bâzı nûrlar peyda oldu bir nice. Ellerini yüzüne sürerek o büyük zât, "Kelime-i tevhîd"i söyleyip etti vefat.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp