Top
Abdüllatif Uyan

Abdüllatif Uyan

abdullatif.uyan@tg.com.tr

27/02/2001

Mevlânâ Celaleddin-i Rumi "kuddise sirruh" -3-

Papazlar iman etti... "Mevlânâ" tahsil için Konya'dan bir gün yine, Şam'a gidiyordu ki, uğradı Nusaybin'e. Hıristiyan papazlar bir yere gelmişlerdi, Acaib istidraçlar halka gösterirlerdi. Gösteriş yapmak için hazreti Mevlânâ'ya, Bir erkek çocuğunu uçurdular havaya. Celaleddin-i Rûmi, bir dua etti o an, Havada kala kalıp, düşmedi yere oğlan. Feryad ediyordu ki, korkusundan o çocuk; (Düşüp de öleceğim, indirin beni çabuk) Çok uğraştılarsa da papazların birçoğu, Hiç indiremediler havadan o çocuğu. Oğlan bağırırdı ki; (Sizin yanınızdaki, O zatın duasıyla iş bu hal oldu vâki. Ancak onun duası kurtarır beni bundan, Yoksa helak olurum yere düşüp buradan.) Papazlar bil mecburi, ona gelip bu kere, Dediler; (Dua et de, o çocuk insin yere.) Buyurdu ki; (Hiçbir şey kurtarmaz o çocuğu, Kelime-i şehadet kurtarır yalnız onu.) Oğlan bunu duyunca, sevinip bu habere, Kelime-i şehadet söyleyip indi yere. Papazlar bunu görüp hayrette kaldı hepsi, Ve insafa gelerek, iman etti cümlesi... "O benim oğlumdur" Hazreti Mevlânâ'ya, önce hocalık yapan, "Esseyyid Burhaneddin" vefat ettiği zaman, O devirde en büyük kelam alimlerinden, "Sadreddin-i Konevi"nin dersine geldi hemen. Kavuşup onun yüksek teveccüh ve feyzine, Yükseldi tasavvufun yüksek derecesine. "Sadreddin-i Konevi" rüyada kendi bizzat, Gördü ki, teşrif etmiş oraya "Fahr-i kâinat." Ve hatta yanlarında eshabı da vardı hem, Sofada otururdu onlarla Fahr-i âlem. O sırada Mevlânâ Celaleddin-i Rumi de, İçeriye girerek, oturdu az beride. Ona, Fahr-i kainat ederek çok iltifat, Çağırıp, yanlarına oturttu onu bizzat. Ve sonra buyurdu ki, hazreti Ebu Bekr'e; (Bununla öğünürüm diğer Peygamberlere.) Sadreddin-i Konevi uyanınca o sabah, Dedi; "Bana bir şeyi bildirdi Resulullah. Diğer talebelerin içinde Mevlânâ'nın, Daha yüksek olduğu, bildirildi bi hakkın." Diğer talebeye de anlattı ki rüyayı, Böyle yüksek bilsinler, onlar da "Mevlânâ"yı.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp